26 Haziran 2011 Pazar

IMDb Top 250 (100-250 arası)


Sizlere IMDb tarafından seçilmiş tüm zamanların en iyi filmlerini paylaşıyorum. İnternette bulabileceğiniz en kaliteli arşivlerdendir. Her biri birer başyapıt olan ve zaman geçse de eskimeyen filmlerin konuları ve afişleri konunun devamında sizleri bekliyor.


Bu konuda IMDb TOP 250 filmlerinin 100-250 sıralamasındakilerini bulacaksınız. Eğer ilk 100'ünü görmek istiyorsanız şu konuda bulabilirsiniz.
101-Ihtiyar Delikanli(Türkçe Dublaj)



Oh Dae-su, bir gün kendisini küçük karanlık bir hücrede bulur. Oraya kimler tarafından ve niye kapatıldığını bilmeyen adamın dünyayla bağlantısı sadece hücresindeki küçük televizyondur. Haberlerde karısının öldürüldüğünü duyunca olayla bağlantısı olduğu düşünüldüğü için kapatıldığını anlar.
15 yıl sonra, serbest bırakılan adam, ailesini öldüren kişileri bulmaya ve kendisini oraya kapatanlardan intikam almaya karar verir.
2004 Güney Kore Büyük Çan Ödüllerinde en iyi yönetmen başta olmak üzere birçok dalda ödül alan film, aynı zamanda 2004 Cannes Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülünün de sahibi oldu.


102-Fil Adam(Türkçe Dublaj)

Doktor Frederick Treves, 1880'lerin kasvetli Londrası'ndaki bir gezici sirkte Fil Adam adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan John Merrick'e rastlar. Zalim bir adam olan sirk müdürü Bytes, annesi Merrick'e hamileyken bir filin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. Dr. Teves, Merrick'in bir hastaneye yatırılmasını sağlar.
Dr. Treves bir süre sonra pek zeki olduğuna ihtimal vermediği Merrick'in korkunç dış görünüşünün altında son derece duyarlı ve insancıl birinin olduğunu anlar. Hastanede ilk başta ondan korkan hemşireler de Merrick'e alışacaklardır. Talihsiz adamın görünüşüne neden olanın "multiple neurofibromatosis" isimli nörolojik bir hastalık olduğu anlaşılır.
Hastane yaşamı da kolay geçmemektedir. Gece bekçisi bilet keserek Fil Adam'ı sergilemeye ve üzerinden para kazanmaya başlar. Bu arada Bytes tekrar ortaya çıkarak onu kaçırır ve Kıta Avrupası'na getirerek onu eski kötü günlere döndürür. Merrick'in tek umudu kaçarak İngiltere'ye dönmektir. Dr. Treves belki de onu iyileştirebilecektir .
Gerçek bir hikayeden yola çıkan iki ayrı kitaptan esinlenen David Lynch, Viktorya çağının kasvetinde, ilk filmi Eraserhead'in atmosferini aratmayacak bir film yapıyor. Usta oyuncu kadrosu bu iç burkan esere eşlik ediyor.

103-Malta Sahini

Malta Şahini (özgün adı: The Maltese Falcon), John Huston'ın Dashiell Hammett'ın aynı adlı romanından uyarladığı ve yönettiği 1941 ABD yapımı filmdir. Romanın bu üçüncü sinema uyarlamasında özel dedektif Sam Spade'i Humphrey Bogart, onun femme fatale müşterisini Mary Astor oynadı. Bu oyunculara karakter oyuncusu Peter Lorre ve ilk sinema filminde oynayan Sydney Greenstreet eşlik etti. Yönetmen John Huston'ın da ilk filmi olan Malta Şahini, üç dalda Akademi Ödüllerine aday gösterildi.
Film, San Francisco'lu bir özel dedektifin kendisini üç hırslı ve acımasız kişinin mücevher kaplı ve değeri milyon dolarlar eden bir şahin heykelini ele geçirmek için verdiği mücadelenin içinde bulmasını konu alır.
Malta Şahini, sinema eleştirmeni Roger Ebert'a ve Entertainment Weekly'ye göre göre tüm zamanların en iyi filmlerinden biridir. Ayrıca kara film kavramını ortaya atan Fransızca kitap Panorama du Film Noir Américain tarafından bu türün ilk örneği olarak gösterildi.
İlk gösterimi New York'ta 3 Ekim 1941'de yapıldı. Film 1989'da Kongre Kütüphanesi'nde ABD Ulusal Film Arşivi'ne dahil edildi...

104-Mr. Smith Washington'a Gidiyor
Washington'da senatörün ölmesinin haberi tüm eyalette yayılmıştır ve Senator Joseph Paine'in medya patronu Jim Taylor?dan istediği geçici göreve gelecek kişi için işlerine pek karışamayacak birini bulmasıdır. Jefferson Smith Boy Rangers'ın başkanı, dürüst ve idealleri olan biridir ve bu istek için biçilmiş kaftandır. Ne var ki, Washington entrikaları içinde Jefferson'ın dürüstlüğü ve kendini insanlara adaması bazı değişimlere sebep olur.

105-Gunah Sehri(Türkçe Dublaj)

Filmin Konusu
80'li yılların en çok övgü almış grafik romanları genellikle Frank Miller imzası taşır. Film noir atmosferinde, ABD'deki hayali bir günah şehrinde yaşanan olayları anlatan epik ve erotik film Sin City için de durum farklı değil.
Sin City mitosunun kahramanı iri yarı, acımasız ama duygusal Marv, hayatının kadınıGoldie'yle tanışır. Daha ilk gecelerinin sabahında onu ölü bulur. Bundan sonra, şehrinpolis teşkilatı, tek sanık olduğu için Marv'ın peşini bırakmayacaktır.
Meksikalı yönetmen Robert Rodriguez, bu kült çizgi romanı beyazperdede de ölümsüzleştiriyor. Yazıp, yönetip, müziklerini yaptığı yapımda, Steve Mickey Rourke, Benicio del Toro, Bruce Willis ve sayısız başka yıldız rol alıyor.

106-Rihtimlar Uzerinde


Joey Doyle, rıhtımda öldürülür ve kimse ölüm hakkında birşey anlatmaya cesaret edemez. Terry Malloy ise bu limanda çalışan bir işçidir ve aynı zamanda eski bir boksördür. Terry kısa zamanda, limandaki patronların dikkatini çeker. Bu sendika ağaları limanda kendi düzenlerini kurmuştur. Ancak, Terry onların sandığından çok daha güçlü bir karakterdir.

107-Rebecca

Genç bir Amerikalı kız, burnu büyük ve zengin Amerikalı Bayan Van Hopper'ın refakatçisi olarak Monte Carlo'ya gidiyor. Bir gün, eşi ölmüş olan zengin ve etkileyici Maxim de Winter'la tanışıyor. Adam, ona önce nezaketsiz bir küçümsemeyle davranmasına karşın, kısa süre sonra evlenme teklif ediyor, kız da bunu kabul ediyor.
Çift, adamın atalarından kalma evine, Carnwall'daki kasvetli Manderley malikânesine dönüyor. Orada onları karşılayan kalabalık personeli idare eden göz korkutucu kâhya Bayan Danvers, kızı evin hanımı olarak kabul etmek istemeyen kıskanç ve saplantılı birisi. Genç kızın, evin kendinden önceki güzel hanımının, Rebecca'nın anısının evi sardığını ve eski Bayan de Winter'ın gölgesinde yaşamaya mahkûm olduğunu öğrenmesi uzun sürmüyor. Karmaşık bir soruşturma, Manderley'nin ilk hanımı hakkındaki korkunç sırrı ortaya çıkarıyor.

108-Starwars Jedi'nin Donusu
Darth Vader ve İmparatorluk, yepyeni ve durdurulamaz bir Ölüm Yıldızı yapmaktadır. Bu arada Han Solo, ödül avcısı Bobba Fett tarafından yakalanmış ve Jabba The Hutt'a teslim edilmiştir. Luke, R2-D2 ve C3-PO'yu onu kurtarmaları için gönderir. Bu arada ödül avcısı kılığına giren Prenses Lea ve Chewbacca da Han Solo'yu kurtarmayı denerler.
Son savaş, Endor gezegeninin ayında gerçekleşecektir. İmparatorluğun karanlık güçlerine karşı isyancıların yanında bu kez gezegenin sahipleri Ewoklar da taraf olacaktır.

109-Indiana Jones Son Macera

Film Konusu : 1989 yılında seri filmin 3. olan son macerayı çeken isim yine efsane yönetmen Steven Spielberg, serinin bu bölümünde Harrison Ford ‘a eşlik eden ünlü oyuncu Sean Connery bu filmdeki konu ise, Indiana Jones’un babası profesör Henry Jones Naziler tarafından kaçırılmıştır. Bunun nedeniyse Profesör Henry Jones’un Kutsal Kase hakkındaki araştırmaları ve bu araştırmalarının sonuçlarını not ettiği günlüğüdür. Günlükte kutsal kasenin yeri ve ne işe yaradığı hakkında son derece detaylı bilgiler bulunmaktadır. Indy’nin bu durumda yapması gereken Nazi Almanya’sına gidip hem babasını, hem günlüğü hem de kaseyi Naziler’in elinden kurtarmaktır.

110-Zor Ölum
Bir grup terörist, Los Angeles'ta bir gökdeleni ele geçirip içeridekileri rehin alırlar. Fakat bir kişi binaya sızmayı başarmıştır, izindeki polis dedektifi John McClane. Karısı binadaki bir ofis partisindeyken rehin alınan McClane, ağır silahlı teröristlere karşı tek başına savaş açacaktır.
Zor Ölüm serisinin ilk filmi olan ve düşmek bilmeyen yüksek temposu ile gişelerde büyük başarı toplayan yapım, Bruce Willis'in de çıkış filmlerinden biri olarak kabul ediliyor.

111-Büyük (Türkçe Dublaj)


Konusu
Tarihteki en cesur firarı gerçekleştiren bir grup Müttefik savaş esirinin hikayesi
1943 yılında Almanlar yüksek güvenlikte savaş esirlerinin tutulduğu bir hapisane olan Stalag Luft III en becerikli kaçış ustasını bile içeride tutacak şekilde tasarlamıştır. Fakat Naziler farkına varmadan ordudaki en iyi sızma timini bir araya getirirler. Hep birlikte bu takım özgürlüğe giden yolları yaratıyorlar... ne pahasına olursa olsun!

112-Prenses Mononoke (Türkçe Dublaj)

Köyünde huzur dolu bir yaşamı olan Ashitaka, bir gün ormandan kötü bir varlığın gelmekte olduğu fark eder. Ormanın sınırından hızla çıkan Orman Tanrısı, değdiği her şeyi yok ederek ilerlemektedir. Köyünden küçük bir kızı kurtarmak için, canavara dönüşmüş olan Orman Tanrısı’na saldıran Ashitaka, mücadele sonunda canavarı öldürür ama ölümcül bir yara alarak lanetlenir.
Bu lanetten kurtulmak için bir yol aramak üzere köyden ayrılan Ashitaka, kendisine yardım edebileceğini umduğu Ormanın Ruhu’nu aramaya başlar. Ancak Ormanın Ruhu’nu arayan başkaları da vardır: Lady Eboshi ve Irontown sakinleri. Lady Eboshi ve Prenses Mononoke arasındaki savaşta kazanan olmadığını ve hem insanların hem de doğanın zarar gördüğünü fark eden Ashitaka, onları durdurmaya çalışacaktır.

113-Batman Basliyor (Türkçe Dublaj)
Ailesinin öldürülmesinin ardından muazzam bir servetin sahibi olsa da, büyük hayal kırıklığı yaşayan Bruce Wayne (Christian Bale), adaletsizlikle savaşmanın yollarını bulmak, ve güçsüzleri korkuya boğanlara gözdağı vermek amacıyla dünyayı dolaşır. Wayne bir süre sonra Gotham'a dönerek, diğer kimliğini ortaya çıkarır: Gücünü, aklını ve yüksek teknoloji ürünü araçlarını, şehri tehdit eden kötü güçlere karşı kullanan maskeli Batman’i.
Silver Members

114-7.Muhur
"Tanrı'yı hissiyatımızla tasavvur etmek o kadar mı zor? Neden boş vaatlerin ve görünmez mucizelerin arkasında saklanmak zorunda? Daha kendimize bile inanmıyorken inananlara nasıl inanacağız? Bizlere, inanmak isteyip de inanamayanlara ne olacak? Ya da inanması imkansız olan ve asla da inanmayacak olanlara ne olacak? İçimden Tanrı'yı neden silip atamıyorum?
Neden içimde acılar vererek ve beni aşağılayarak yaşamaya devam ediyor?
Kalbimden onu söküp atmak istiyorum ama gene de kalıyor ve benimle dalga geçiyor ve ondan kurtulamıyorum.

115-Jaws (Türkçe Dublaj)
“Amity adasında son zamanlarda bir şeyler yaşanmaktadır. İnsanlar çok vahşi bir şekilde ölmekte ve her gün bu olaylara bir yenisi eklenmektedir. Olayın sorumlusunun dev bir beyaz köpek balığı olduğu anlaşılır.

116-Hotel Rwanda (Türkçe Dublaj)


On yıl önce, Afrika’nın en önemli, dünya ile en bağlantılı şehri olan Rwanda’da, hiçbir zaman unutulmayacak, akıllara durgunluk veren bir vahşet yaşandı. Yüz günü aşkın bir süre içinde yaklaşık bir milyon insan hunharca bir biçimde dünyanın gözü önünde katledildi. Öyleki başkent Kigali’nin caddeleri ve nehirleri olduğu gibi kana bulanmıştı, ama kimse yardıma gelmedi. Ortada ne bir müdahele, ne askeri kuvvet, ne de anlaşma sağlamak isteyen birileri vardı. Dünya bu vahşeti gözardı edip, Rwanda halkını bu korkunç teröre mahkum etti.1994 yılında, Rwanda’lı Hutu’lar, kendi Tutsi komşularını, hatta onlara engel olmaya çalışan modern düşünceli Hutu’ları bile zalimce katlettiler. Rwandalıların müthiş mücadelesi 1990′ların en kanlı katliamı olarak Afrika tarihindeki yerini aldı.Bu katliam sırasında, sıradan bir otel müdürü olan Paul Rusesabagina, ailesini korumak, insanlığı yaşatmak üzere, müthiş bir cesaret örneği gösterip, sayıları 1268’i bulan mülteciyi, müdürü olduğu Milles Collines otelinde saklamayı başardı ve onların hayatını kurtardı.

117-Bicak Sirti (Türkçe Dublaj)

Deckard bir Blade Runner'dır, yani kaçak replikant'ları (yapay insan/android) avlayan bir polis. Artık kovalamacadan sıkıldığı için ayrılmayı düşündüğü bir sırada, çaldıkları bir uzay gemisiyle dünyaya 5 replikant'ın geldiğini öğrenir. Milyonlarca insanın yaşadığı dev bir şehirde bu 5 kaçağı bulmak zorundadır.

118-Fargo (Türkçe Dublaj)

Jerry Lundegaard büyük bir finansal kriz içerisindedir. Umutsuz durumundan kurtulmak için bir plan yapar. İki beceriksiz adamı karısını kaçırıp zengin babasından fidye istemeleri için tutar, para alındığında paylaşacaklardır.
Karısı kaçırılır, adamlar Amerika'nın kuzey ucuna, Dakota'nın Fargo kasabasına saklanırlar. Fakat herşey yolunda gözükürken hamile bir kadın polis bütün planı bozar...
Coen kardeşlerden gerçek bir klasik...

119-General
Dulinin toplumdan dışlanmış, terkedilmiş, anti-sosyal insanların yaşadığı kenar mahallelerinden iri olan Hollyfieldda üyüyen Martin Cahill, irçok tehlikeli ve ustaca planlanmış soygunlara karıştı. Sistemin dışında, hiçir yasa ya da kural tanımadan yaşayan Cahill, kısa zamanda " The General " lakaım-nı kazandı. Çetesi ile irlikte Russorough Evindeki eit kollaksiyonuna ait ütün taloları çalan acımasız hırsız, Ned Kenny adındaki ir dedktifin hayranlığını kazandı. Dedektif Kenny, emrindeki polislerle irlikte Cahilli yakalamak için sıkı ir kovalamacanın içerisine girdi.

120-Ihtiyarlara Yer Yok (Türkçe Dublaj)

Llewellyn Moss (Josh Brolin) geyik avında olduğu bir gün, Meksika yakınlarında bir uyuşturucu pazarlığının bol kanlı sonuyla karşılaşır. Sadece
parayı alıp giden Moss yaralı olan birine su vermek amacıyla geceyarısı olay yerine döner, ancak bu niyeti başını derde sokacak ve Anton Chigurh
(Javier Bardem) ile tanışmasına neden olacaktır.

121-Buyuk Hesaplasma (Türkçe Dublaj)
Miami Vice ile televizyon tarihinin en önemli polisiye dizisini gerçekleştiren Michael Mann, suç dünyasını en iyi yansıtan filmlerden biriyle çıktı karşımıza. Kovalanan, ekibiyle birlikte büyük soygunlar gerçekleştirilen usta bir soyguncu Neal McCauley'dir (Robert De Niro). Kovalayan ise başarısız bir evliliğin içindeki inatçı ve akıllı polis dedektifi Vincent Hanna'dır (Al Pacino). Los Angeles dekorunda birbirine çok benzeyen ve aslında başka şartlarda iki iyi dost olabilecek bu iki sıkı adam arasında büyük bir kovalamaca yaşanıyor. Birbirleriyle sadece iki kere yüzleşiyorlar. Birincisinde kahve eşliğinde güzel güzel sohbet ediyorlar, ikincisinde ise birinin ölmesi gerekiyordur.
Michael Mann'in epik suç filminin tamamı gerçek mekanlarda çekilmiş. (Tam 125 tane mekan kullanılmış) Ünlü sokak çatışması sahnesi bile Los Angeles'ın en işlek caddesi trafiğe kapatılarak gerçekleştirilmiş….

122-Milyoner (Türkçe Dublaj)
Tek bir soru ve 20 Milyon Rupilik buyuk odul... Mumbai\'nin gecekondu mahallelerinden birinde yasayan 18 yasinda bir yetim olan Jamal Malik***65533;in, Hindistan\'da katildigi \"Kim Milyoner Olmak Ister?\" yarismasinda 20 milyon rupi kazanmasina sadece bir adim kalmistir. Ama sova ara verildiginde, bir sokak cocugunun bu kadar buyuk basariyi ancak hile yaparak yakalayabileceginden suphelenilip tutuklanir. Sucsuzlugunu kanitlamaya calisan Jamal, kardesiyle birlikte kenar mahallede gecen yasamini, mahalle ceteleriyle olan iliskilerini ve tek aski Latika***65533;yi yeniden bulma cabasini anlatmaya baslar. Yarismadaki her sorunun cevabi Jamal\'in inanilmasi zor ama gercek hikayesini ortaya cikartacaktir.

123-Bir KacDolar İcin

Sergio Leone’nin Dolar Üçlemesi (A Fistful of Dollars, For A Few Dollars More, The Good The Bad and The Ugly) olarak bilinen Spagetti Western serisinin ikinci filminde yine Clint Eastwood başrolde. İsimsiz kahraman Clint Eastwood, Lee Van Cleef ile bir olur ve ödül avcılığına birlikte devam etme kararı alırlar. Yine bol bol aksiyon bekliyor izleyenleri. Sert erkeklerin, hızla kılıfından çıkan silahların ve Hollywood’un bir takım ahlaki gerekçelendirmelerle yarattığı western mitine inat, eğlencelik şiddetin sahne aldığı BirkaçDolar İçin (For A Few Dollars More) türün meraklıları için bulunmaz fırsat.

124-Oz Buyucusu
Halası ve amcasıyla çiftliklerinde mutlu bir yaşantısı olan Dorothy, sevimli köpeği Toto komşusu tarafından elinden alınmak istenince evden kaçar. Pişman olup geri dönmeye çalıştığı sırada bir hortuma yakalanır ve kendisini Oz’un renkli dünyasında bulur.
Üzerine düştüğü ev, Doğu’nun Kötü Cadısı’na aittir. Onu öldüren Dorothy birden bire Oz’un en ünlü şahsiyeti haline gelir. Kardeşini öldüren Dorothy’den intikam almak isteyen Batı’nın kötü cadısı, genç kızın peşine düşer. Cadıdan kaçan Dorothy, Oz Büyücüsü’nün yardımını istemek için onun yaşadığı Zümrüt Şehri’ne gider.
Dorothy, yolda 3 yeni arkadaş edinir. Kalpsiz Teneke Adam, beyinsiz Korkuluk ve korkak Aslan, uzun yolculuklarında Dorothy’e yardım eder ve onu korurlar. Yolculuğu başarıyla atlatmaları, kahramanlarımızın dileklerinin olmasını sağlayacaktır.

125-Bitmeyen Balayi
Amerikalı polis müfettişi Ramon Miguel Vargas (Charlton Heston) ve eşi Susan (Janet Leigh), balaylarını geçirmek üzere bir Meksika sınır kasabasına giderler. Ancak kasabaya gelir gelmez bir araba, altına yerleştirilen bombanın patlamasıyla havaya uçar ve Vargas balayında bile beladan uzak kalamayacağını anlar…
Olayı araştırmak için yerel güvenlik güçleriyle temas kuran Vargas, karşısında sinema tarihinin en sahtekar polislerinden birisini, Hank Quinlan’ı (Orson Welles) bulur. Cinayeti araştırırken Quinlan’ın sahte delillere başvurduğunu ve kendisinin de bizzat bu işin içinde yer aldığını gören Vargas, çözüm olarak Quinlan’ı suç üstü yakalamayı kafasına koyar.

126-Yojimbo

1800'lerin Japonyası'da Sanjuro isimli gezgin bir samuray, iki rakip çetenin arasında bölünmüş bir kasabaya gelir. Bir sokak savaşında yeteneklerini sergiledikten sonra, en fazla parayı veren tarafa kılıcını kiralar.
Alçak ruhlu ve hain insanlar olan taraflar, Sanjuro'ya ihanet ettikçe o taraf değiştirir. Böylece iki tarafı birbirine kırdırtarak kasabayı bu musibetten temizlemeye başlar. Ancak suç lordlarından birinin kardeşi olan Unosuke kasabaya geldiğinde işler değişir. Zira genç adamın elinde o zaman için görülmemiş güçte modern bir silah vardır: bir tabanca!

127-Ran (Türkçe Dublaj)

Kurosawa'dan bir Shakespeare uyarlamasi daha… Üstadin en ünlü oyunlarindan "Kral Lear"i, Japon gelenegiyle birlestiren sanatçi, ülkesinin yönetimini çocuklarina devretmis yasli bir hükümdarin (Tatsuya Nakadai) dramini anlatiyor. Fazlasiyla yaslandigi için yillardir ugrunda savastigi hükümdarligini sundugu üç çocugundan ikisi bu teklifi kabul ediyor, ancak genç kardes babasinin delirdigini söyleyip tepki gösteriyor. Yönetimi ellerine alan iki kardes ise kisa süre içinde iktidar mücadelesine basliyorlar ve eski Japon topraklarinda gerçek bir trajedi yasaniyor..

128-Beklenmeyen Sahit
Geçirdiği kalp krizinin ardından dinlenme dönemi geçiren , zor davaların avukatı Sir Wilfrid Robarts (Charles Laughton); zengin dulu öldürmekle suçlanan, çalıştığı işlerde tutunamamış Leonard Vole’un (Tyrone Power) davasını üstlenir. Üstlenmekten ziyade davanın güç ve tam dişine göre oluşu kendine çekmiştir. Leonard Vole, 2. Dünya Savaşı’nda Almanya’da bulunmuş ve kendisinden yaşça büyük güzel şarkıcı Christine ile orada tanışıp, evlenmiştir. Vole’un suçlandığı dava görülecekken karısı Christine kocasının safında değil de karşı tarafa tanık olması, Vole’da bir huzursuzluk, davanın da iyice güçleşmesini sağlayacaktır.

129-Atesbocekleri Mezarligi
II. Dünya Savaşı henüz sona ermiş, Japonya onur kırıcı bir şekilde teslim olmaya zorlanmıştır. Aynı günlerde Seita isimli delikanlı bir tren istasyonunda yere uzanmış son nefesini vermektedir. Seita yaşadıklarını hatırlar. O ve küçük kardeşi Setsuko, savaş başladığında Kobe'de yaşamaktadırlar. Anneleri Amerikan bombardımında öldüğünde, babaları da donanmada denizci olduğu için teyzelerinin yanına gönderilirler.
Buraya uyum sağlayamayan ve teyzeleriyle tartışan iki kardeş evden kaçıp yollara düşer. Bir yandan özgürlüğün tadına varıp pastoral doğal ortamda kendilerini kaybederken, bir yandan da savaşın dayattığı zorluklara birlikte göğüs germek zorunda kalırlar. Hayatta kalmak başlı başına bir mesele haline geldiğinde Seita büyümenin ne olduğunu da anlamak zorunda kalacaktır.

130-Yaban Cilekleri
78 yaşındaki Prof. Dr. Isak Borg, yaşamının büyük bir bölümünü tek başına geçirmiştir. Fahri ünvan almak için gideceği tören öncesinde olan bitenleri anlatmaktadır. Kısa bir gezintiye çıktığı sırada yolda yeni insanlarla tanışır ve bazılarını kendine yakın bulur

131-Kapisma (Türkçe Dublaj)
OLAĞAN ŞÜPHELİ Benicio Del Toro ve gangster/detektif filmlerinin demirbaşı Dennis Farrina'yı biraraya getiren film şu sloganla tanıtılıyor: "Kemikler kırılıyor, elmaslar çalınıyor..."
Boks dünyasında kaçak iş çeviren Turkish adlı adam, namlı suçlu Brick Top'la hileli bir boks maçı için anlaşınca başına büyük bela alır.
Öte yandan, başarısız bir mücevher soygunu ardından garip gelişmeler yaşanmaktadır. Garip bir biçimde iki olay birbirine karışarak ilerler ve kahramanlar için olmasa da bizim için eğlendirici bir curcuna çıkar ortaya...


132-Altinci His (Türkçe Dublaj)
ASekiz yaşında bir çocuk olan Cole Sear karanlık güçlerin etkisi altındadır. 
Zaman zaman hayaletler tarafından ziyaret edilen bu çocuk, gölgelerin
arasından ortaya çıkıveren hayaletlerle kendi iradesi dışında bağlantılar 
kurmakta ve bu durumdan çok korkmaktadır. Kendisinde normal ötesi bir 
takım güçlerin var olduğunun farkına varan küçük çocuk bunların sebebini 
anlayamadığı gibi çektiği acıları da çocuk psikoloğu Malcolm Crowe'un dışında 
hiç kimseye anlatamamaktadır. Ancak küçük hastasındaki doğaüstü 
yeteneklerin gerisindeki esrar perdesini aralamaya çalışan psikoloğun 
çalışmaları ilerledikçe her ikisinde de bir takım 
korkutucu ve açıklanamaz gelişmeler başlayacaktır.


133-Annie Hall
Filmin Konusu
New York’lu komedyen yazar Alvy Singer (Woody Allen) aşkın peşinden gitmek istese de, yaşadığı entellektüel ortamda aradığını bulabileceği konusunda oldukça umutsuzdur. En az kendisi kadar nörotik olan şarkıcı Annie Hall (Diane Keaton) ile tanışması ise önyargılarını sona erdirir. Yoğun olduğu kadar farklı olan bir ilişki yaşamaya başlarlar.
Annie Hall’u etkileyici kılan, aşk üzerine öncekilerden farklı şeyler söylemeye çalışması. Komedi ve romantizm karışımı film, 70ler’de gezinmek isteyenler ya da klişe aşk tasvirlerinden sıkılmışlar için iyi bir alternatif.

134-Avci

Vietnam sonrası sendromunu en iyi anlatan filmlerden birisi Avcı. Savaş sonrası herşeyin bittiğine ve artık herşeyin iyi olacağına inanmak isteyen bir kaç arkadaşın sivil yaşama uyum sağlayamamaları öykünün odak noktasını oluşturuyor. Savaşın insanlar üzerindeki tahribatı ile bir savaş karşıtı film olmasının yanısıra, Michael Cimino’nun karakterler üczerinde yaptığı usta çalışmayla da öne çıkan bir film. Birlikte savaştığı ve aynı kasabaya döndüğü arkadaşına yardım etmek için elinden geleni yapan Robert De Niro’nun varlığını ve usta oyunculuğunu da vurgulamadan geçmemek gerek. Bu arada, filmde savaşın anlamsızlığını vurguluyan Rus ruleti sahnesi çok beğenilmiş ve konuşulmuştu.

135-Karanliga Yolculuk
80'lerin sonunda geçen öyküde, Donnie Darko adında 16 yaşında bir genç, bazı gerçek olmayan görüntüler görmeye başlıyor. Özellikle de tavşan kostümlü bir adam beliriyor sık sık. Çevresiyle uyum sorunu yaşayan genç, ailesinin ve okulun kendisi için çizdiği yoldan ayrılıp, esrarengiz misafirinin izinden gidecektir...
80'lerin gençlik filmleri, bilim kurgu ve korku filmlerinin, tüyler ürpertici karışımı olarak tanımlanabilecek film, son dönemin en ilgi çekici bağımsız yapımlarından biri.
Yönetmenin ilk filmi olan Donnie Darko, 2001 Sundance Film Festivali'nde gösterildi. Filmin son derece başarılı web sitesi ise En İyi Web Sitesi ödülü aldı.
David Lynch'in izinden giden genç yönetmen, yıllarca konuşulacak bir film ortaya koydu

136-Buyuk Lebowski (Türkçe Dublaj)

Herkesin Dude diye hitap ettiği Jeffrey Lebowski günün birinde iki gagnsterin evine girip tartaklayarak borcunu ödemesini istemeleri üzerine bir başka Lebowski nin daha aynı şehirde yaşadığını anlar. Evine giren gangsterlerin odanın görünüşünü tamamlayan halısına işemelerine içerleyen Dude, kirlenen halısını tazmin etmek için diğer Lebowski nin yanına gider. Bu ziyaret sonucunda işssiz Dude para kazanabileceği bir iş sahibi olmuştur. Sadece Lebowski nin karısını kaçıranlara verilecek fidyeyi söylenen yere bırakması onu zengin bir adam yapacaktır, ancak bu plan düşünüldüğü gibi işlemeyecektir.

137-Parmakliklar Arkasinda

‘Mr. Noll’ (1965) (Manos Hadjidakis). Deniz gören ağaçlıklı tepe. Ali; “Seviyor sevmiyor diye boşu boşuna yolma güzelim çiçekleri Gül. Seviyorum, hem de o biçim işte. Aklım karışıyor. Aşkından, uykudan yemekten kesildim.” Gül; “Sevdiğini biliyorum Ali.” Ali; “Öyleyse papatyanın günahı ne?”

138-Yasak Bolge 9 (Türkçe Dublaj)
30 yıl önce uzaylılar dünyayla ilk bağlantılarını kurarlar. İnsanlar onlardan ya bir saldırı ya da büyük bir teknolojik ilerleme geleceğini bekliyorlardır. Fakat hiçbiri olmaz. Aksine, kendi gezegenlerinde son hayatta kalan uzaylılar sığınmak için dünyamıza gelirler. Tüm dünya devletleri onlarla ne yapacaklarını tartışırken, yaratıklar Güney Afrika’da District 9 olarak tanımlanan bir yere geçici olarak yerleştirilirler. Artık, uzaylıların dünyada bulunmasıyla ilgili sabırlar tükenmiştir. Uzaylılar üzerindeki kontrol, Multi-National United (MNU)’a verilmiştir. Bu özel şirket eğer uzaylıların silahlarından yapabilirlerse muazzam paralar kazanma peşindedir. Fakat şirket başarısız olmuştur, çünkü silahların aktivasyonu için gereken şey uzaylı DNA’sıdır. Bir MNU çalışanı olan Wikus van der Merwe, DNA’sını değiştiren gizemli bir virüsü kapınca, insanlar ve uzaylılar arasındaki tansiyon had safhaya gelir. Aynı zamanda Wikus en fazla peşinden koşulan ve en değerli adamı olmuştur. O, uzaylıların teknolojisini çözecek anahtardır. Şimdi Wikus’un bulunduğu düşmanca ortamda saklanacak sadece bir yeri vardır: District 9.

139-Trendeki Yabanci
Babasından nefret eden bir adamla şans eseri trende karşılaşan ünlü bir tenisçinin trendeki macerasıyla başlayan filmde, trendeki şahıs tenisçinin hayatını gazete ve dergilerden bilmektedir ve karısıyla boşanmak istediğini okumuştur. Çapraz cinayet önerisinde bulunan yabancı, onun kendi babasını, kendisinin de onun karısını öldürmesini teklif eder. Trendeki yabancı bunu uygulamıştır fakat tenisçi yapmamıştır. Cinayete zorlanan tenisçinin hikayesi devam edecektir.

140-Bir Gecede Oldu
Bir gecede oldu Frank Capra nın yine içimizi ısıtan içtenlikle işlenmiş filmlerinden biri ve günümüzde klişe tabir edilen olayların filmde ilk örneklerini görünce anlıyoruz ki sinema tarihine yön veren filmlerden de biri aynı zamanda. En iyi film, en iyi yonetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi kadin oyuncu, en iyi senaryo oscarlarını birden alan 3 yapımdan biri olan film (aynı zamanda ilki) bize söylecek çok söz de bırakmıyor aslında.

141-Kahraman Serif (Türkçe Dublaj)
Şerif Kane (Gary Cooper), öğlen treniyle gelecek olan ve kendisinden intikam almaya yeminli bir haydut çetesiyle karşı karışıya gelecektir. Aslında Şerif Kane'nin görevi sona ermiştir. Ama o kalmayı tencih eder. Küçük bir not; Tüm zamanların en iyi kötü adamı Lee Van Cleff'e filmde önemli bir rol teklif edilir. Fakat ünlü kartal profili burnunu ameliyatla düzeltmesi şart koşulur. Cleef teklifi kabul etmez ve film boyunca hiç konuşmadan ölümü bekleyen kötü adamlardan birini oynar.

142-Aslan Kral

Vahşi Afrika'nın derinliklerinde genç bir aslan doğar. Babası bölgenin kralı olan küçük aslan, kısa zamanda onun yerine geçmek isteyen hırslı düşmanlarının tehdidi altında kalır.
Walt Disney'in bu animasyon harikası, 4 dalda akademi ödüllerine aday olmuş, en iyi müzik ve en iyi şarkı dalında Oscar'a layık görülmüştü. Filmin ödüllü müziklerini Tim Rice, Elton John ve Hans Zimmer yapmıştı

143-Kill Bill (Türkçe Dublaj)
'Gelin' (The Bride) takma adıyla bilinen kiralık katil, düğünü sırasında saldırıya uğrar. Kilisedeki herkes öldürülür. O da karnındaki bebeğini düşürür ama hayatta kalmayı başarır. 5 yıl boyunca komada kalan Gelin, bir mucize eseri hayata geri döner. Artık tek amacı vardır: Ona pusu kuran eski patronu Bill ve adamlarını teker, teker öldürmek. Bill'i en son öldürecektir. Gelin intikamını almak için yola koyulur

144-Müfreze (Türkçe Dublaj)
Film Chris Taylorun (Charlie Sheen) Vietnam savaşına katılması ile başlıyor. Kendisinin dedesi ve babası Birinci ve ikinci dünya savaşında da savaşmışdılar. Ve daha sonra bu savaşta yaşadıklarını ve askerlerle tanışmasını konu almaktadır. Vietnam savaşı sırasında, genç ve deneyimsiz askerlerin, savaşın dehşeti karşısında yaşadıklarını özetleyen filmde, öldürme içgüdüleri ağır basan çavuşun, barış yanlısı askerle çelişkileri ön plana çıkmaktadır. Avcıyken av konumuna düşen müfreze, Vietnam ormanlarının zor koşullarında her kaybettiği adamla zayıflamaktadır. İnsanın ölüme karşı mücadelesinin anlatıldığı ödüllü filmde Müfrezede tam 30 farklı erkek vardır ve hepsi Elias, O'Neil, ve Warren isimli çavuşlar tarafından kontrol edilmektedirler. Filmde biri barış seven diğeri ise savaş hayranı bir çavuşun da arasında geçen tartışmalara da konu olmaktadır. Chris Taylor ise suçsuz insanlara zarar veren askerlerle tartışmaktadır.

145-Ozgurluk Yolu (Türkçe Dublaj)
Okulunun gözde öğrencisi Christopher McCandless, 1990 yılında mezun olduktan sonra biriktirdiği 24.000 doları bir vakfa bağışlar ve hayatının seyahatine çıkmaya hazırlanır. Orta gelirli bir ailenin oğlu olan Christopher'ın en büyük amacı Alaska'ya giderek oradaki vahşi doğayla iç içe yaşayabilmektir. Christopher çıktığı yolda hayatını değiştirecek birbirinden ilginç karakterle karşılaşacaktır.

146-Oyuncak Hikayesi (Türkçe Dublaj)
Buzz Lightyear adlı yeni çıkan oyuncak, Andy'e hediye edilir. Oyuncağı çok seven Andy, eski gözdesi Şerif Woody'e olan ilgisini yitirir. Bir gün Buzz yanlışlıkla pencereden aşağı uçunca, herkes Woody'nin onu öldürdüğüne inanır. Woody, kendisini kurtarabilmek için Buzz'ın arkasından giderek onu geri getirmeye karar verir. Fakat ikiliyi dış dünyada büyük tehlikelerle dolu maceralar beklemektedir.

147-Kan Dokulecek (Türkçe Dublaj)

Özet : Upton Sinclair’in “Petrol-Oil!” adlı romanından uyarlanan filmin konusu, 20. yüzyılın başlarında geçiyor. Arazisinde petrol çıkartma haklarını almasıyla birlikte servetini hızla katlayan bir işadamı ile kasabanın karizmatik genç rahibinin paralel öyküsü anlatılıyor. Güney Kaliforniya’da petrol bulunmasının ardından ortaya çıkan tablo, “Altına Hücum” olgusunun eşdeğeri.
İşadamının Amerikan Rüyası tarafından yok edilmesiyle birlikte filmin öyküsü hırs ve inançların irdelemesine dönüşüyor.
Stüdyo yetkilileri “There Will Be Blood” için, “Petrol endüstrisinin yeni yeni filizlenmeye başladığı 20. yüzyıl başında yaşayan Teksaslı bir girişimciyi merkez alarak aile, hırs, din ve petrol olgularını anlatan bir öykü” tanımlamasını yapıyorlar.

148-Asktanda Ustun
II. Dünya Savaşı’nın ardından Brezilya’ya saklanan bir grup Nazi’yi ele geçirmek için, Amerikan gizli servisi bir Nazi savaş suçlusunun kızı olan Alicia’yı kullanmak ister. Genç kadın, partneri ajan Devlin’e kısa sürede aşık olur. Ancak Alica’nın soğuk cazibesine rağmen genç adam ona sürekli potansiyel suçlu muamelesi yapmaktadır. Sonunda içlerine sızmak için onu Nazi’lerin lideri Sebastian’la evlenmeye zorladığında araları iyiden iyiye bozulacak ve Alica bir ihanet sarmalının içinde sıkışıp kalacaktır.
Ingrid Bergman ve Cary Grant’ın asaletleri bir yana, Alfred Hitchcock’un bu en grafik filmi, gerilime eşlik eden müthiş bir kamera estetiğiyle su gibi akıp giden bir klasik. Bergman’ın duygu dolu bakışlarıyla hayat verdiği Alicia’nın, gelmiş geçmiş Hitchcock karakterlerinin en üç boyutlusu olduğu su götürmez.

149-Milyon Dolarlik Bebek (Türkçe Dublaj)

Ömrünün çoğu ringlerde geçen Frankie, sayısız boksör yetiştirmiş kaliteli,tertipli,düzenli bir antrenördür. Yetiştirdiği bütün boksörler onun temel kuralıyla eğitilirler: önce kendinizi koruyun. Bu cümle Frankie’nin hayatının temel felsefesidir. Ömrü boyunca ona yakın olan tek kişi, jimnastik salonunu düzenleyen, eski boksör Eddie’nin ta kendisidir. Bir gün salondan içeri Maggie girer… ve Frankie’nin tüm hayatı büyük ölçüde değişir..Bu Romantik filmi

150-Avatar (Türkçe Dublaj)

TitanikYaratıklar (Aliens)Terminator filmlerinin efsanevi yönetmeni James Cameron Sinema tarihinde çığır açacak filmi AVATAR ile bir kez daha seyircileri büyülemeye hazırlanıyor.
Üç boyutlu (3D) Sinema tekniklerinde son teknoloji ile üretilen ve en yüksek bütçeli film olarak akıllara kazınacak AVATAR, 18 Aralık’ta tüm dünya ile aynı zamanda sinemalarda!
Bizleri hayal gücümüzün ötesinde muhteşem bir dünyaya taşıyacak olan film Na’vi adlı yok olmak üzere olan bir halkın yaşadığı Pandora adlı gezegende geçiyor.Yarı-felçli bir savaş gazisi olan Jake Sully, kendilerine özgü dilleri ve kültürü olan, barış ve doğa ile örtülü bir çevrede yaşayan Na’vi halkının arasına gönderilir.Askeri bir şirket uzaktaki bu gezegeni ve barındırdığı kaynaklaro incelemek üzere AVATAR adlı bir program oluşturmuştur. Bu program ile insanlar genetic mühendislik sonucu yarı insan yarı Na’vi haline getirilir ve misyoner olarak Pandora’ya gönderilirler.Botanist Dr. Grace Augustine (Sigourney Weaver) ile programa gönüllü olarak katılmış Jake’in bedenlerinin Avatar’I yaratılacak ve böylece Jake’e de felç olmuş bedenini başka bir formda kullanma şansı verilmiş olacaktır. Na’vi halkından Prenses Neytiri ile tanışan Jake, kendisini Pandora’ya gönderen tehlikeden bu halkı savunurken bulur.

151-Sonsuz Olum (Türkçe Dublaj)

Kolay yoldan para kazanma konusunda kimse Butch assidy'nin eline su dökemez, ve yardımcısı Sundance'de tam bir tabanca sihirbazıdır. Peşlerindeki insanlardan kaçmak ikisinin de canını sıkmaya başar. Kanundan kaçmaktan yorulmuş bu iki banka ve tren soyguncusu, Sundance'in kız arkadaşı ile birlikte Bolivya'ya gitmek üzere yola çıkarlar. Nerdeyse hiç İspanyolca bilmemeleri, Vahşi Batı'nın en tatlı iki kötü adamının problemlerinden en önemsizi olacaktır. Tüm zamanların en sevilen westernlerinden biri olan film için birçok yıldız ismin adı geçmiş ve Newman-Redford ikilisinde karar kılınmıştı. İkili bu filmdeki karakterleriyle özdeşleşmiş ve sinema tarihinde özel bir yer edinmişti. Baştan sona çok eğlenceli bir film olan "Sonsuz Ölüm" unutulmaz finaliyle yer burkuyor.

152-Sunrise A Song Of Two Humans


Sessiz sinema döneminin tartışmasız başyapıtlarından biri olarak kabul edilen az sayıdaki filmden biri. Taşrada tatil yapan kentli bir kadın, oralı genç ve evli bir çiftçiyle ilişki yaşar ve adamı karısını öldürüp onunla birlikte büyük şehre taşınmaya ikna eder. Adam, karısıyla beraber şehre giderken binecekleri teknede bir ‘kaza’ planlar, kendini boğulmaktan kurtarmak için de tekneye bir demet saz saklar. Ancak planın sonunu getirmeyi yüreği kaldırmaz ve kürek çekerek karısını kıyıya çıkarır. Büyük bir keder içinde, tramvaya binip şehre giderler. Göz yaşlarıyla dolu barışmaları, düğün yapılan bir kilisede tamamlanır. Birbirlerine yeniden âşık olmuş bir halde, önce bir fotoğrafçıya, sonra da bir berbere uğrarlar. Adam berberdeki manikürcünün ona kur yapmasını görmezden gelir, karısını da çapkın bir hayranın ilgisinden korur. Devasa bir lunaparka gidip eğlendikten sonra, tekneyle eve dönerler. Ancak bir fırtına çıkar ve yelken yırtılır…

153-Ruzgar Gibi Gecti


Güneyli güzel Scarlett O'Hara üç evliliği,iç savaş ve Güneyin yeniden inşaa edilmesi sürecinde zenginlikten fakirliğe düşüşünü,sonra yeniden zenginliğe kavuşmasını anlatan film, Margaret Mitchell'in klasik eserinden sinemaya uyarlanmış olup yapımcı David O.Selznick'in en başarılı eseri kabul edilmiştir.

154-Trainspotting


Mark Renton'un Edinburgh'ta yaşayan kendisi gibi eroin bağımlısı bir grup İskoç genç arkadaşı vardır. Hepsi ezilmiş, yalancı, psikopat, hırsız ve uyuşturucu madde bağımlısıdırlar. Kendilerine eroinle zarar verdikçe, kaçınılmaz sona yaklaşırlar ve arkadaılıkları giderek zedelenmeye başlar. İçlerinden sadece Mark, bu durumdan kurtulabilecek iradeye sahiptir. Ancak, yaşamayı seçip seçmeme konusunda kararsızdır.

155-Altina Hucum


Alaska’nın yürekli altın arayıcılarına umut olduğu bir dönemin adıdır. “Altına Hücum”. Tehlikeli yollarda can verenlerden dolayı yılgınlığa düşenlerin aksine, azimle yoluna devam edenlerdendir “küçük adam”. Canilerle, açlıkla, soğukla boğuşarak, ulaşamadığı servete sürpriz bir şekilde kavuşur ve macerasının bir parçası olan kadınla mutlu olur. Yaptığı her hareketiyle insanı kahkahaya boğan bu küçük adam, Charlie Chaplin’den başkası değildir. 

156-Yarali Yuz (Türkçe Dublaj)


Tony Montana isimli Kübalı suçlu, Miami'ye gelip uyuşturucu lordu Loggia'nın emrinde çalışmaya başlar. Montana'nın hırsı ve öfkesi basamakları hızla tırmanıp büyük bir suç şebekesinin başı olmasını sağlar. 

157-Gazap Uzumleri


John Steinbeck’in aynı adlı romanından John Ford tarafından beyazperdeye uyarlanan Gazap Üzümleri, sinemanın unutulmaz klasiklerinden biri olarak kabul ediliyor.
En İyi Yönetmen dalında John Ford’a ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Jane Darwell’e Oscar kazandıran film, büyük buhran sonrası Amerika’nın Dust Bowl bölgesinde yaşayan Tom Joad ve ailesinin başına gelenleri konu alıyor.

158-Ben Hur (Türkçe Dublaj)



Zengin Yahudi Prens Judah Ben Hur, yıllar sonra çocukluk arkadaşı Generel Messala ile buluşur. Başlarda, yıllardır görüşmemenin özlemiyle iyi vakit geçiren eski dostlar; politik görüşlerindeki farklılıklar nedeniye tartışmaya başlayacaktır...

Ben Hur eski dostuna destek vermeyeceğini açıklayınca, Messela acımadan kendisini kürek mahkumu olarak gönderir. Judah Ben Hur, eski yaşamına veda edip gemiye gittikten sonra; intikam almaya yemin eder!..

Tüm zamanların en önemli filmlerinden biri olan yapım, zamanının da en pahalı filmi olma ünvanına sahip. Oscar ödüllü yapımı özellikle sinema tarihine düşkün olanların kaçırmaması gerekiyor.

Klasik olmuş yapımın, 2003 İstanbul Film Festivali'nde, yönetmeni William Wyler'a ayrılan özel bölümde gösterildiğini anımsatalım...

159-Sampiyon (Türkçe Dublaj)


Filmin Konusu: Ev hanımı ve bir anne olan Chenery, at yarışı konusunda fazla bilgisi olmamasına rağmen, hasta babasına ait ahırların yönetimini devralır. Chenery tüm olumsuzluklara karşın, deneyimli eğitmen Laurin’in yardımıyla erkek egemen bir işe yön vermeyi başarıp, son 25 yılın ilk Triple Crown şampiyonunu ve belki de tüm zamanların en harika yarış atını yetiştirir. 

160-Bugun Aslinda Dundu (Türkçe Dublaj)


Phil televizyonda hava durumu sunan ve ülke çapında bir şöhreti yakalamanın eşiğindeki bir spikerdir. Kamera önünde herkese mavi boncuk dağıtırken, gerçek hayatında burnu yukarda, benmerkezcil ve snop biridir. Aşağılamaktan kendini alamadığı kameranı Larry ve yapımcısı Rita'yla birlikte Pensilvanya'nın küçük bir kasabasına günübirlik gidip kış şenliklerine katılması gerekir.

Buradaki insanların naifliği ve küçük dünyası Phil'in miğdesini bulandırmaktadır. Tek arzusu bir an önce haberin çekimlerini tamamlayıp geri dönmektir. Ancak aniden çıkan bir kar fırtınası yolları tıkar. Ertesi sabah kaldığı otel odasında gözlerini açan Phil'e kaderin müthiş bir oyunu olacaktır: kendini beğenmiş kahramanımız, nefret ettiği o aynı günü, tekrar tekrar yaşamak zorundadır!

İki yıldızın, özellikle Bill Murray ve yanısıra Andie MacDowell'ın tüm yeteneklerini sergileme imkanı buldukları, herkes tarafından her daim sevilen, unutulmaz bir komedi.

161-Macuryali Aday
Körfez Savaşı'nda esir düşen bir Amerikan askerinin beyni yıkanarak ülkesi aleyhine kışkırtılır. Artık Ben Marco, ülkesine karşı bir görev üstlenmiştir. Burada bilincini kaybeden Marco, başkan adayı olan Raymond Shaw'ın bir kahraman olup olmadığı konusundaki soruları zamanla çözmeye başlar.

162-Derin Uyku
General Sternwood kızının üzerinden ona şantaj yapan Arthur Geiger’dan korunmak için ünlü dedektif Philip Marlowe’u tutar. Marlowe, incelemeleri sırasında aileyi tehdit eden yeraltı çetesi ve General’in kızları arasındaki ilişkiyi fark eder, küçük kızı Carmen’i cinayet suçlamasından kurtarır.
Bu arada General’in büyük kızı Vivien ile de önce nefret dolu bir ilişki başlar, zamanla bu ilişki aşka dönüşür. Görevini başarıyla tamamlayan Marlowe, tüm aileyi tehlikelerden kurtarır ve hayatının kadınına kavuşur.

163-Mezun
yeni mezun olmuş Benjamin Braddock'un kendisini, cinselliği ve aşkı keşfetmesinin oldukça satirik öyküsü. Okuldan yaşamını artık ardında bırakmış olan Benjamin'in kafası epeyce karışıktır. Ailesinin ve aile dostlarının tavsiyelerinden bunalmış, hayata karşı tedirgin bir şekilde, banliyödeki evlerinin havuzunda günlerini geçirmektedir. Bir gün babasının patronunun karısı Bayan Robinson tarafından baştan çıkarıldığında hayatı değişir.
Yetişkinlerin dünyasına doğru birden atılan bu adıma, Benjamin'in Robinsonlar'ın kızı Elaine ile yakınlaşmasıyla birlikte altüst olmasını ekleyin. Delikanlının metresi, sevgilisinin annesi olduğunda gelişmeleri tahmin etmek iyice zor değil mi?

164-Paramparca Asklar Kopekler (Türkçe Dublaj)

Octavio adındaki genç sorumsuz kişiliklidir ve erkek kardeşi Ramiro'nun karısı Susana'ya büyük bir tutkuyla aşıktır. Ramiro ise serserinin tekidir.
Katıldığı tüm festivallerde ödül kazanan film kimilerine göre milenyumun ilk başyapıtı olarak adlandırılmaktadır. İstanbul Film Festivali'nde de gösterilen film büyük beğeni toplamıştır.

165-Brian'in Hayati
Brian adında bir bebek İsa’yla aynı gece doğdu. Büyüdü, büyüdü daha da büyüdü ve oldu Brian isimli bir oğlan. Brian adındaki oğlan büyüyünce Brian adında bir delikanlı oldu, kesinlikle Brian denen bir kız değildi.
İngiliz komedisinin belkide en çok tartışmaya yol açan filmi Brian’ın Hayatı, İsa’yla aynı gece doğan köylü bir çocuğun uzun hikayesini anlatıyor. Hayatları kesiştikçe kahkalar yükseliyor.M.S 33 yılında geçen filmde sahte mesih Brian sizleri kahkahalara boğuyor.
Efsanevi İngiliz komedi grubu Monty Python’ın gelmiş geçmiş en komik filmlerden birine imza attığı yapım.

166-Kayip Balik Nemo (Türkçe Dublaj)
Finding Nemo, bir baba ile oğlunun hikayesini anlatıyor. Tehlikelerle dolu bir dünyada yaşadıkları için baba, mavi dünyaya karşı yoğun bir merak duyan oğlunu kanatları altına almıştır. Fakat günün birinde Nemo kaybolur ve bir balık tankına konulur!

Oğluna düşkün büyük balık Marlin, *****leri birbirine katma pahasına oğlunu bulmaya karar verir. Marlin, çıkacağı yolculukta kimin dost, kimin düşman olduğunu anlayacak ve tehlikelerle dolu sularda heyecanlı serüvenler yaşayacaktır.

Daima nitelikli animasyonlara imza atan bir ekibin ürünü olan çalışma, bilgisayar animasyonu ile yaratılmış mavi dünyası ve senaryosuyla ile çok beğenildi. Gözümüz yollarda, Nemo'yu bekliyoruz..

167-Son Ultimatom (Türkçe Dublaj)

Jason Bourne’in tek isteği ortadan kaybolmaktır. Ancak kaybolmayı başaramadığı gibi kendisini yaratanlar tarafından ele geçirilir. Hafızasını ve sevdiği tek insanı kaybetmiş olan Jason Bourne, iyi eğitimli yeni kuşak katillerin yoğun ateşi altındadır. Artık sadece tek bir hedefi vardır: Başlangıca dönmek ve kendisinin kim olduğunu bulmak.

168-Terminator (Türkçe Dublaj)

2029 yılının kıyamet sonrası Los Angeles'ında Skynet adlı yapay zeka ürünü bilgisayar sistemi 1990'larda büyük bölümünü yok ettiği insan ırkının kurtulmayı başaran direnişçilerine karşı savaşmaktadır.
Direnişçiler Skynet'e karşı başarıya ulaşmadan hemen önce Skynet savaşçı Terminatör'lerinden birine zamanda yolculuk yaptırarak onu geçmişe göndermeyi başarır. Terminatör'ün görevi direnişçilerin başı olan John Connor'ın annesi Sarah Connor'ı öldürmektir...
1980'lerin en popüler bilim-kurgu tasarımları olarak hatırlanan nükleer yıkım, kıyamet-sonrası dünya, insan görünümlü cyborg'lar gibi fikirlerin gerçekleştirilmesinin tarihi itibariyle teknik açıdan en mükemmel örneğini teşkil eden Terminatör, filmin yönetmeni ve yardımcı yazarı James Cameron'ı dünya çapında üne kavuşturmuş ve aksiyon filmleriyle yıldızlaşan Arnold Schwarzenegger'in ününü sabitleştirmesini sağlamıştı.

169-Hayatimizin En Guzel Yillari

Amerika yapımı, drama filmi. Film 2. Dünya Savaşı sonrasında evlerine dönen üç eski Amerikan askerini ve onların yeniden sivil hayata ayak uydururken karşılaştıkları sorunları anlatır.

170-Yumurcak

Edna, çocuğunun babası olan genç ressam tarafından yüzüstü bırakılmış yalnız bir kadındır. Çocuğuna bakamayacağına karar verince iyi bakılması umuduyla onu zengin bir evin önündeki lüks arabaya bırakır. Kısa bir süre sonra yaptığından pişman olup çocuğu almaya geldiğinde ise çok geç kalmış olduğunu anlar; zira araba o sırada çalınmıştır. Arabayı çalan iki adam çocuğu fark ettiklerinde onu fakir mahallelerin birinde sokağa bırakırlar. Oradan geçen Charlie çocuğu sahiplenmek zorunda kalır..

171-Yasamak

Kanji Watanabe, genç yaşta dul kalmış bir adamdır. İkinci bir izdivaç yapmayan Kanji, üzerine titrediği oğlunu tek başına büyütmeyi tercih etmiştir. Aradan yıllar geçmiş, oğlu büyümüş ve evlenmiş, kendisi de zamanla terfi ederek; belediyenin, halkla ilişkiler şube şefliğine kadar yükselmiştir. Bürokrasi değirmeni, Kanji ‘nin kocaman umutlarını öğüteli yirmi sene olmuştur. Dairenin ve diğer dairelerin çalışanları gibi, Kanji ‘de aslında yirmi senedir hiçbir şey yapmamaktadır. İmza atmak, kayıt tutmak ve kayıtları, bir daha dikkate almamak üzere arşivlemek dışında…
Kanji ‘nin iş hayatı, bulunduğu pozisyonu, oturduğu şef koltuğunu korumak üzerine şekillenmiştir. O da hiçbir şey yapmamayı gerektirmektedir. Zaten Kanji ‘de istese bile bir şey yapacak gücü olmadığını, genç yaşında öğrenmiştir. Zampara bir adam olmayan Kanji, özel hayatını tümüyle oğluna adamıştır. Oğlu koca adam olup evlenmesine rağmen, kendisini hâlâ küçük bir çocuğun babası sanmaktadır. Değişimi ve gerçekleri görebilse; ne yapacağını, nereye gideceğini bilemeyeceği kocaman bir boşluğa düşecektir…
Kanji ‘nin hayatındaki tek yenilik, ara ara kendisini hissettiren ve giderek artan mide ağrılarıdır. Doktora giden Kanji, muayene sırası beklerken; başka bir hastadan doktorun koyacağı teşhisin mealini öğrenir. Doktorlar, kimseye öleceğini söylememektedirler. Muayene sonucunda doktorun Kanji ‘ye koyduğu teşhis uysal ülserdir. Fakat Kanji, muayene sırasını beklerken uysal ülserin, yaşayacak en fazla üç ay daha olduğunu öğrenmiştir. Doktordan farklı bir frekansta ölüm ilânını dinleyen Kanji ‘nin aklına ilk gelen yine oğlu olur…
Eve gittiğinde ise babasının evde olmadığını sanarak eşiyle konuşan oğlunun, kendisinin emekli ikramiyesiyle neler yapmak istediğini öğrenir. Kanji, düştüğü karanlık çukurda bir yandan ömrünü neler uğruna harcadığını görerek pişmanlığı çok acı bir biçimde tadacak, diğer yandan ise hayatın her köşesinde, ruhunu ısıtacak bir ışık ile bir ölürken bile tutunacağı bir amaç arayacaktır…

172-Atesten Kalbe Akildan Dumana
Eddy ve arkadaşları ellerindeki 100.000 paundu değerlendirmek için kumara yatırırlar. Aralarında en kurt oyuncu eddy olduğu için arkadaşları masaya onu yollarlar. Fakat masada herşey çoktan ayarlanmıştır. Eddy oyunun sonunda Hatchet Harry'e yarım milyon paund borçlanır. Bu borcu bir hafta içerisinde ödemelidir yoksa Hatchet Harry'nin parmaklarını keseceğini biliyordur. Bu uğurda arkadaşlar parayı bulmak için bir dizi komik olaya karışırlar. Hatta bunlardan birinde Eddy'nin babasının antika tüfeği ile soygun yapmaya kalkarlar. Fakat hepsinde başarısızlığa uğrarlar. Fakat ellerindeki antika tüfeğin değerini bilmemektedirler.

173-Gozlerindeki Sir
1999 yıllarında gerçekleşen bir olayı geriye dönük olarak anlatmış olan yönetmen 1974 yıllarına kadar gitmektedir.1974 Haziran ayında hükümete bağlı bir görevli olan Benjamin Esposito, Buenes Aires'teki bir tecavüz vakasını araştırmak üzere görev alır ve suç mahaline vardığında bu vahşet karşısında dona kalmıştır.Esposito katili bulacağına ve adalet karşısına çıkaracağına yemin etmiştir.
Film, 2010 senesi Oscar Ödülleri'nde EN İYİ YABANCI FİLM dalında Oscar'ı kazanmıştır.

174-Dehset Yolculari
Yoksulluktan yıkılan bir Güney Amerika kasabası. Kasabada faaliyet gösteren Amerikan petrol firması. Firma uzak bir yere götürmek kamyon dolusu nitrogliserin götürmek için kasabada kamyon şoförü aramaktadır. Sonuçta iki kamyonu kullanmaları için dört şoför seçilir. Şoförler çok tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar. En ufak bir hataları ölümlerine yol açacaktır.

175-Benimle Kal
Stand By Me(Benimle Kal),gerilim ve Korku yazarı Stephen King'in 'The Body (Ceset)' adlı romanından sinemaya uyarlanmış.King,bu hikayesini kendi çocukluğundan esinlenerek kaleme almış.1950'lerde geçen film,ergenliğe yeni girmiş dört kafadar gencin Oregon ormanlığında kayıp bir çocuğun cesedini aramalarını konu ediniyor.Yol boyunca daha da yakınlaşan çocuklar, birbirleri hakkında pek çok şey keşfedeceklerdir.Ancak kasabanın serserileri de onların peşindedir.

176-Sey (Türkçe Dublaj)
Yılının kışında bir araştırma ekibi Antartika’da 100 yıldan beri karların altında kalmış bir ‘Şey’ keşfederler.Korku-Gerilim ustasıyönetmen John CARPENTER’ın The Thing’i döneminin inanılmaz görsel efektleriyle süslütüyler ürperten başarılı bir yeniden çevrim.

177-Casino (Türkçe Dublaj)
Ace Rothstein, 1970'lerin Las Vegas'ında bir kumarhane işletmecisidir. İşini korumak için gereken her yola başvuran Ace, işletmesinin bol miktardaki kârının büyük kısmını patronlarıyla paylaşmaktadır. En iyi dostu Nicky Ace'in işletmenin çalışanlarına ve zaman zaman da müşterilere göz kulak olmasına yardım etmeye başlar.
Ace'in amacı gelirini belli bir seviyede tutmak, patronlarla başını belaya sokmamak ve kumarhanesinin güvenilir ve sevilen bir yer olarak kalmasını sağlamaktır, fakat Nicky işletmeye adımını attığı günden itibaren tüm kumar piyasasını eline geçirmeyi ve Vegas'ın kralı olmayı hayal etmektedir. Ace'in azılı bir dolandırıcı ve baştan çıkarıcı bir kadın olan Ginger'a aşık olması ve Nicky'nin uyuşturucular ve alkole düşkünlüğünün artmasıyla ikilinin arasındaki gerginlik daha da artacaktır.
Martin Scorsese Casino'da 1970'lerin Las Vegas'ının ışıltılı yüzünün arkasındaki karanlık olayları ve ilişkileri beyaz perdeye taşıyor. Yönetmenin Casino'dan beş yıl önce çektiği Sıkı Dostlar'da da mafya dünyasındaki hiyerarşiyi ayrıntılarıyla gözler önüne seriyordu.

178-Sosyal Ag (Türkçe Dublaj)

The Social Network,Facebook ’un kurucusu Mark Zuckerberg’in hayat hikayesini ve ünlü sosyal paylaşım sitesinin kurulma aşamalarını anlatıyor.

179-Ejderhani Nasil Egitirsin
Fazla animasyon izleyen biri olmamama ramen bu animasyon dikkatimi cekti ve gercektende cok zevkli bir animasyon konu cok güzel gercekten 7 den 70 e herkesin izlemesi gerektigini dusunuyorum 
Ayrıca turkce seslendirmede cok basarılı olmus kucuk kızı yanlıs bilmiyorsam serenay sarıkaya seslendirmis ve gercekten cok yakısmıs

180-12 Maymun (Türkçe Dublaj)
Ölümcül bir virüs tüm dünyayı tehdit etmektedir. 1996'da 5 milyar kişinin ölümüne neden olan bu virüs, 2035'te dünya nüfusunun yalnızca %1!ini hayatta bırakmıştır. Bu virüsün etkilerinden korunabilmek için insanlar yer altında koloniler kurarak yaşamaya başlar.
Bu virüsün üstesinden gelebilmek için mahkumlardan James Cole, zaman makinesiyle geçmişe gönderilir. Yanlışlıkla 1990 yılına gönderilen Cole, bilimadamları için virüs hakkında araştırma yapar.
Daha sonra zaman yolculuğunu sürdüren Cole, 1996'da akıl hastanesine alınır. Burada Dr. Kathryn Railly ile tanışan Cole, onu içinde bulundukları duruma inandırmaya başlar.

181-V For Vendetta (Türkçe Dublaj)



Tarihte olaylar farklı gelişmiş, yokedici bir savaş dünyanın yüzünü değiştirmiştir. Yüzyıllar boyu libarelleşmenin simgesi olan İngiltere artık uzun bir süreden beri, totaliter ve faşist bir şekilde yönetilmektedir.

Ne siyasi ne de kişisel özgürlüklerin olduğu bu ortamda aniden ortaya çıkan ve zaman zaman absürtlük derecesinde saçma terörist eylemlere kalkışan esrarengiz bir figür her şeyi değiştirecektir. Özgürlüğün anlamını bilmeyen genç bir kadını da…

Amerika’da 80′li yıllara damgasını vuran neo-karamsar grafik romanların en çok ses getirenlerinin önemli bir kısmında Frank Miller’ın imzası varsa eğer, azımsanmayacak bir bölümü de Britanya kökenli Alan Moore’un elinden çıkmıştır. V for Vendetta yayınlandığı 1988 yılından bu yana sayısız övgüyü kendinde toplamış bir eser.

Ve şimdi Moore’un bir grafik romanı daha Cehennemden Gelen ve Muhteşem Kahramanlar ile aynı kaderi paylaşıyor ve beyazperdeye geliyor; üstelik Matrix’i gerçek yapan insanların eliyle. Joel Silver bir kez daha yapımcı rolüne soyunurken, Wachowski Biraderler senaryoyu yazıyor. Rejisör koltuğundaki isimse, Matrix’in yardımcı yönetmeni James McTeigue’den başkası değil.

182-Kopeklerin Gunu (Türkçe Dublaj)



Gerçek bir kaybeden olan Sonny ve pek zeki olmayan yancısı Sal, güzel bir yaz akşamüstü Brooklyn'deki bir bankayı soymaya girişirler. Küçük ve basit hırsızlıkları, bankada hiç para olmamasıyla başlayan bir seri talihsizlik sonucu, gerçek bir fiyaskoya dönüşür. Kısa süre sonra Sonny ve Sal, kendilerini büyük bir seyirci topluluğunun huzurunda bir rehin alma operasyonu düzenleyen teröristler olarak bulurlar.
Medyanın çıkardığı gürültü ve Vietnam savaşının kamuoyunda yarattığı sivil itaatsizlik dalgası sağolsun, birdenbire New Yorkluların sevgilisi oluveren Sonny'nin kaderi, olay yerine gelip kontrolü polis dedektifi Moretti'den devralan ukala FBI ajanı Sheldon'un da müdahalesiyle değişmeye başlar. Özellikle de Sonny'nin cinsel tercihi ve soygunun arkasındaki gerçek neden ortaya çıkmaya başladığında...
1970'lerin en çok iz bırakan Amerikan filmlerinden biri olan Köpeklerin Günü, gerçek bir olaya ışık tutan bir gazete makalesinden yola çıkılarak senaryolaştırılmış. 1975 yılının en iyi erkek oyuncu Oscar'ını kılpayı Jack Nicholson'a (Guguk Kuşu) kaptıran Al Pacino'nun kestiği role ise laf yok!

183-Seytan Ruhlu Insanlar

Mutlaka İzleyin... hatta sinema arşivinize ekleyin
Sinema tarihinin en iyi gerilim filmlerinden biridir Les Diaboliques
Gerek senaryo gerek oyunculuklar muhteşem bir fransız başyapıtı
Dikkatlerden kaçmasın film 1955 yılında çekilmiş bu yüzden çok önemli
İzlediğimde hayran olmuştum öyle şeytanca bir plan var ki zamanımızın
bir çok filmine örnek olmuştur.Simone Signoret ve Vera Clouzot ikilisinin
yerini Sharon Stone ve İsabella Adjani nin aldığı bir benzeri daha çekilmiştir.
Ama o bu filmin kopyası bile olamaz İmdb nin hakkıyla puan verdiği ender
filmlerden biridir( 8.3) ama bizim sitemizde maalesef 5.8 genelde bizim site
daha hakkaniyetliydi puan konusunda ama bu sefer tersi olmuş bunuda filmi
izleyenlerin 1955 yılını hesaba katmamalarından kaynaklandığını düşünüyorum

184-Ratatouille (Türkçe Dublaj)


Ramy adındaki bir fare, ailesinin tüm istemeyişi ve bir fare olarak yapılması imkansız olmasına rağmen, büyük bir Fransız aşçı olma hayalleri kuruyor. Kader Remy’yi Paris’in kanalizasyonlarına attığında, Remy kendini, yemek pişirme üstadı Auguste Gusteau sayesinde ünlenmiş bir restoranın altında buluyor. Eşsiz bir Fransız restoranının mutfağındaki hoşlanılmayan ve hatta kesinlikle istenmeyen bir misafir olmanın getirdiği tehlikelere rağmen, Remy’nin aşçı olma arzusu; tüm olayları alevlendirerek Paris’in yemek dünyasını tepe taklak eden inanılmaz bir üstünlük mücadelesi başlatır.

185-Gandhi

20. yüzyılın ilk yarısında İngiliz sömürgesi altındaki Hindistan’da geçen film, bağımsızlık mücadelesi için İngiliz yönetimine karşı “Pasif Direniş”i örgütleyen Mahatma Gandhi’nin hayatından bir kesit anlatıyor.
En iyi biyografik çalışmalardan biri olarak kabul edilen Gandhi, 11 dalda aday olduğu Oscar ödüllerinden “en iyi film” ve “en iyi yönetmen” dahil tam 8 ödülle döndü. Gandhi rolünde sinema tarihinin en iyi performanslarından birine imza atan usta oyuncu Ben Kingsley’nin ise “en iyi erkek oyuncu” dalında heykelciğe uzanmasıysa pek zor olmadı. Cenaze sahnesinde yaklaşık 300.000 kişinin yer almasıyla da bir film sahnesinde yer alan en kalabalık insan sayısı rekorunu da elinde bulunduran film, çarpıcı sahneleriyle hafızalardan silinmeyecek bir yapıt.

186-Komsum Totoro (Türkçe Dublaj)

2 kız hasta annelerini ziyarete köye giderler. Köyün etrafındaki ormanda yaşayan ilginç orman cinleri ile maceradan maceraya atılırlar.

187-Sekiz Bucuk


Psikolojik durumu anlatan yoğun içerikli bir film. Marcello Mastroianni ve fellini güzel bir bir eser

188-Uzay Yolu (Türkçe Dublaj)

Filmin Konusu
Bugüne kadar yapılmış en gelişkin uzay gemisi Atılgan’ın mürettebatının gençlik yıllarındaki ilk tanışma günlerinin inanılmaz öyküsünü anlatan “Star Trek” ile tüm zamanların en büyük macerasına hazır olun. Henüz çaylak günlerini yaşayan mürettebatımız, aksiyon, komedi ve kozmik tehlikelerle dolu bir yolculukta; insanoğlundan intikam alma misyonunu yüklenmiş şeytani güçleri durdurmanın çaresini bulmaya çalışacaklar.
Galaksinin kaderi iki sıkı rakibin elindedir. Bir tarafta Iowa’daki çiftlikte doğup büyümüş, serseri ruhlu, heyecan ve macera arayan genç James T. Kirk (Chris Pine); diğer tarafta ise her türlü duygusallığı reddeden mantık bazlı bir toplumda yetişmiş olan Spock (Zachary Quinto) vardır. Daha önce hiç gidilmemiş, hayal bile edilemeyen tehlikelerle dolu yolculukta mürettebatı yönetebilmek, ikisi arasında oluşacak sıradışı ama güçlü dostluğa bağlıdır.

189-Nuremberg Mahkemesi
En önemli Nazi subaylarının yargılanmasının üzerinden üç yıl geçmiştir, bu seferki duruşma Nazilerin temizleme politikalarına meşruluk kazandıran dört yargıç içindir. Emekli Amerikan hakimi Dan Haywwod’un (Spencer Tracy) önüne gelir bu zor duruşma. Soğuk savaş ısınmaktadır, Almanya ve beraberindeki devletler geçmişi unutmak istemektedir ancak zamanında işlenen bu suçların karşılığı da ödenmelidir. Bir yanda savaşı tekrar alevlendirmek bir yanda ise birçok masumun hayatının boşa gitmesi söz konusudur, doğru kararı vermek ise mahkemeye düşüyor.

190-Prenses Gelin
William Goldman'ın romanından sinemaya uyarlanan film, bir kahraman tarafından
kurtarılan güzel prensesin fantastik hikáyesini konu alıyor. Filmde imkansız bir
aşkın öyküsü büyükbaba tarafından torununa anlatılıyor. Birçok festivalden
ödüllerle dönen film, Willy De Ville'ın imzasını taşıyan 'Storybook Love' adlı şarkıyla
‘‘En İyi Film Müziği’’ dalında Oscar'a aday gösterildi.

191-Cani Avcisi





Ben Harper (Peter Graves ) 10.000 dolar için cinayet işliyor. Parayı sakl›yor ve kızı Pearl ile oğlu John'a paranın yerini kimseye söylememelerini tembihliyor.
Anneleri ile bile bu konuyu konuşmalarını yasaklıyor.
Hapiste asılmayı beklerken hücre komşusu Preacher (Robert Mitchum ) ile konuşmaya başlıyor.
Paranın yerini soruyor ancak Ben bu tip olaylara hazırlıklı olduğu için cevap vermekten kaçınıyor.
Preacher hapisten çıkınca Ber'in evini ve sakladığı paralarını bulmaya çalışıyor.

192-Hustler




Acıma duygusundan yoksun bir maço (Paul Newman), yaşamını bilardoya adıyor. İkinci olmak, onun için ölüm demek. Dünya bilardo şampiyonu olmak için mücadele eden Eddy, amacına ulaşmak için Minnesota Fats'ı (Gleason) yenmek zorunda. Robert Rossen'ın yönettiği film, yıllar sonra Martin Scorsese'nin bakışıyla, "The Color of Money" ismiyle devam etmişti. Paul Newman, filmdeki performansıyla Oscar'a aday gösterilmiş,. Film 7 dalda Oscar adayı olmuş ve iki dalda bu ödülü kazanmıştı.

193-Can Dostum (Türkçe Dublaj)





Will, bir üniversitede hademelik yapan süper zeki bir gençtir. Will, bir türlü sokak kavgalarından kendini alıkoyamaz ve başı derde girer. Hapise düşmek üzere olan Will'i bu durumdan kurtarabilecek tek kişi onun yeteneklerini farkeden, okulun profesörlerinden Sean McGuire'dır. Aralarında bir anlaşma yaparlar ve bu zamanla çok özel bir dostluğa doğru yol alırlar..

194-Sonsuz Sokaklar





Zampanò (Anthony Quinn) tek başına gösteriler yapan gezginci bir panayırcıdır.Motosikletten bozma küçük karavanı ile kasaba kasaba dolaşıp ekmek parasını çıkartır.Uğradığı her yerleşim yerinin meydanında topladığı kalabalığa zincir kırma,ağırlık kaldırma vb gösteriler yapar.İri yarı bir yapıya sahip olan Zampano aynı zamanda duyarsız ve kaba saba bir insandır.Çok fakir bir kadından para karşılığı kızı Gelsomina 'yı (Giulietta Masina) satın alır ve küçük sirk gösterilerinde ona yardımcı olacak şekilde yetiştirir.Gamsız,kalender ve altın kalpli,ufak tefek bir kız olan Gelsomina kendisine kaba davranan öfkeli ve zalim ustası Zampano'nun aşağılamalarına tükenmez bir iyimserlikle katlanır.Yolda bir süreliğine dahil oldukları daha büyükçe bir gösteri grubunun duyarlı ve iyi kalpli palyaçosu ve tel cambazı (Richard Basehart) Giulietta 'nın uğradığı davranışlar karşısında üzülür ve ona birlikte kaçmayı teklif eder.Ancak Giulietta bunu reddeder.

195-Son Darbe (Türkçe Dublaj)




Çete kurup soygun yapmayı planlayan eski bir mahkumun (Sterling Hayden) macerasını konu alan filmde Stanley Kubrick yönetmenliğiyle Hollywood sinemasının dikkatini çekmeyi başarmıştı.

196-400 Darbe


Dokuz buçuk yaşındaki Antoine ceza olarak aldığı ödevi yapamaz ve ertesi gün okula gitmekten korkar. Arkadaşı René ile birlikte okulu kırıp haytalık yaparlar. Antoine, öğleden sonra sokakta annesini başka bir erkeğin kollarında görür ve alt üst olur. Okula dönünce içinde bulunduğu ruh halini etkisiyle mazeret olarak annesinin öldüğünü iddia eder.


Antoine'ın anne ve babası okula geldiklerinde gerçek ortaya çıkar. Cezalandırılmaktan korkan küçük kahramanımız bu kez akşam eve gitmekten korkar. Geceyi sokakta geçirirse de ertesi gün yakalanır ve ev hayatı tekrar başlar. Annesinin ölümüyle ilgili yalanından ötürü Antoine'a hala garezi olan öğretmeni ona ve René'ye 8 gün okuldan uzaklaştırma cezası verir. 
İki kafadar durumu ailelerine açıklayamayacakları için evden kaçmaya karar verirler. Amaçları denize ulaşmaktır. Ama paraları yoktur. Bunun üzerine Antoine gece babasının bürosuna gidip bir daktilo çalmak ister. Ne planlar istendiği gibi gider, ne dertler biter...
Fransız sinemasına yeni bir soluk getirmek için kolları sıvayan genç ve çok bilmiş Cahier de Cinema tayfasının en cesurlarından olan François Truffaut, 400 Darbe ile sadece biçimsel anlamda değil, içerik olarak da tokat gibi bir filmle çıkagelir ve tüm dünyada ayakta alkışlanır. Yeni Dalga'nın bu en müstesna yapıtıyla, 1959 yılında Cannes'da En İyi Yönetmen ödülü ve New York Film Eleştirmenleri'nden de En İyi Yabancı Film payeleri geliverir. Elbette bu, Fransız sinemasının on yıllarca sürecek temsilciliğini yapma onurunun yanında hiç bir şeydir.
Meraklı okurlarımız için, '400 darbe'nin Fransızcada 'okul kırmak' yerine kullanılan bir deyim olduğunu da ekleyelim.

197-Inanilmaz Aile (Türkçe Dublaj)




Bob Parr
dunyanin en unlu super kahramanlarindan biri olan Mr. Incredible kimligiyle kotu guclerle savasmakta ve insanlarin yasamini kurtarmaktadir.
Bu yorucu tempodan yorulan Bob 15 yillik bir super kahramanlik sonrasinda emekliye ayrilarak kendisi gibi eski bir super kahraman olan karisi ve 3 cocuklariyla beraber normal bir yasam surmeye baslar. Faka sigortacilikla ugrasmakta olan Bob\'un hayati son derece ****** bir hale gelmistir. Bir gun Bob\'a iletilen bir mesaj onu bir adaya ve burada ustlenecegi cok gizli bir goreve cagirir.
Oyuncak Hikayesi Sevimli Canavarlar ve son olarak Kayip Balik Nemo ile giselerde buyuk basari saglayan ve cesitli Oscar\'lar kazanan Pixar ekibi bu kez Iron Giant ile tanidigimiz Brad Bird yonetiminde super kahramanlari konu alan bir animasyonla beyazperdede.

198-Sebeke (Türkçe Dublaj)




Tecrübeli sunucu Howard Beale işten atılınca, canlı yayın sırasında şiddetli bir sinir krizi geçirir. Fakat yerlerde sürünen ratingleri onun bu sinirli atıp tutmalarından sonra tavan yapar ve haber kanalı onu anında tekrar işe alır ve 'haber dalgasının çılgın peygamberi' terimini yaratır.


Fakat 'peygamberin' ratingleri azalmaya başlayınca Beale hakkında bir şey yapmanın zamanı gelir. Tabii ki bunun kamera önünde, canlı ve stüdyo konuklarının önünde olması ilk tercihtir.


Medya dünyasını sorgulayan film, 4 oscar ödülü sahibi

199-Cezayir Bagimsizlik Savasi





1950'lerin ikinci yarısında geçen film, Cezayir'in Fransa sömürgesi altından kurtuluşunun öyküsünü anlatıyor... 
Fransa tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Cezayir direniş örgütü FLN'nin dört yöneticisinin yakalanması etrafında dönen hikayede, işgal altındaki bir ulusun direnişi resmediliyor.

200-Kelebek Ve Dalgic





Elle Dergisi'nin 43 yaşındaki karizmatik editörü Jean Dominuque Bauby, 1995 yılının 8 Aralık günü ani bir beyin kanaması sonucu felç geçirir. Komada kaldığı 20 günün sonunda uyanan Jean Dominique, kendini vücudunun içerisinde hapsolmuş olarak bulur. Sol gözünün görme yetisi hariç bütün bedensel fonksiyonlarını yitirmiştir. Ancak o, hayata eşsiz bakış açısıyla kendisine yepyeni ve zengin bir dünya yaratmayı başarır. Çünkü sol gözü dışında felç olmayan 2 şey daha vardır: hayal gücü ve anıları…


Harflerin kullanım sıklığına göre düzenlenmiş bir alfabeyi kullanarak sol gözünün yardımıyla asistanına “Kelebek ve Dalgıç Giysisi”ni yazdıran Bauby’nin romanı, Türkçe de dahil olmak üzere pek çok dile çevrildi. Bu gerçek yaşam hikâyesinden yola çıkarak romanı sinemaya uyarlayan Julian Schnabel, “Kelebek ve Dalgıç”ta duygularını dış dünyaya bedeniyle yansıtamayan Bauby’nin iç dünyasını çarpıcı biçimde beyaz perdeye aktarıyor.

201-Bruj'da (Türkçe Dublaj)
Geldiği ilk günden beri bu şehirden nefret eden Ray'i burada pek çok sürpriz beklemektedir. Bunun sadece basit bir tatil olmadığını düşünen Ray burada yeni insanlarla tanışır ve aşkı ile kendi hayatı arasında gelgitler yaşamaya başlar.
Fragmanı eğlencelik bir aksiyon filmi vaadetse de, film aynı zamanda son derece dramatik bir hikaye de sunuyor. Aynı zamanda 2008 Golden Trailer’da iki adaylığı ve bir ödülü bulunmakta.

202-Vahsi Belde (Türkçe Dublaj)

Teksas ve Meksika'da,Birinci Dünya Savaşı arifesinde geçen kanlı bir öykü.
Batıyı ve eski gelenekleri yok eden modern zamanlar'a karşı direnen dört silahşörün tek amacı ceplerini bu bunalımlı dönemde dahi kabarık tutmak.
ABD-Meksika sınırında bir çete grubu emekli olmadan önce son vurgunlarını yapmak,bir banka soymak için bir araya gelir...
Fakat yaptıkları plan umdukları gibi gitmez.
Sam Peckinpah'ın en karakteristik yapıtlarından biri olan film, senaryosu ve müziğiyle Oscar'a aday gösterilmişti.
Zoomlar ve yavaş çekimlerle görüntülenen bu kanlı öykünün oyuncu kadrosunda çetenin elebaşını canlandıran William Holden,Ernest Borgnine,Robert Ryan,Edmond O'Brien ve Warren Oates gibi isimler bulunuyor.
Sam Peckinpah'ın sinema sanatında çığır açan başyapıtı.

203-Ihtiras Tramwayi
İhtiras Tramvayı (A Streetcar Named Desire), 1951 yılında Pulitzer Ödülü kazanmış Tennessee Williams'ın aynı adlı oyunundan uyarlanmış bir Oscar Ödüllü filmdir. Filmi, oyununu da yöneten Elia Kazan yönetmiş, baş rollerde Marlon Brando (Stanley Kowalski), Vivien Leigh(Blanche DuBois), Kim Hunter ve Karl Malden. Leigh dışında hepsi Broadway kadrosunda görev almıştır.
Filmin yapımcısı yetenek avcısı avukat Charles K. Feldman ve Warner Bros Stüdyoları'nda çekilmiştir. Senaryosu Oscar Saul tarafından yazılmıştır.
Film, 1999 yılında Birleşik Devletler Kütüphane Kongresi tarafından “kültürel olarak önemli” filmler arasında ilan edilmiş ve Ulusal Film Sicil Dairesi’nde korunmasına karar verilmiştir.
Film müzikleri Hollywood’da zamanın en radikal yükseliş eğiliminde olan Alex North tarafından yapılmıştır. North, geleneksel tarzın yerine karakterlerin psikolojik dinamiklerini yansıtan kısa tınılar yazmasıyla ünlenmiştir. Filme yönelik çalışmasına o yılın En İyi Müzik Akademi Ödülü’ne aday gösterilen iki filminden biridir.

204-Stalag 17 (Türkçe Dublaj)
Özet
İkinci Dünya Savaşı sırasında bir grup Amerikan askeri Stalag 17 adlı bir Nazi kampında esir düşer. Pilot olan askerlerden ikisi kaçmayı planlar, ancak kaçış sırasında yakalanır ve öldürülürler. Kamptaki diğer esirler içlerinde bir muhbir olduğundan şüphelenmektedirler. Bu konuda en fazla şüpheyi ise rahat davranışları ile dikkat çeken Sefton toplamaktadır.

205-Seytan (Türkçe Dublaj)
12 yaşındaki bir kız, garip davranışlar sergilemeye başlar. Yattığı yerde havalanan kız, aynı zamanda inanılmaz bir güce kavuşmuştur. Önce tıbbi yöntemlere başvuran annesi, doktorlar hiçbir açıklama ve çözüm getiremeyince,aynı zamanda psikiyatr olan Peder Merrin***8217;i çağırır. Genç kızı inceleyen Peder, kızın içine şeytan girdiğini tespit eder.

206-Persona

Persona, Bergman filmografisinin en şaşırtıcı ve en aykırı parçası. Yönetmenin ustalığının ve modern sinemayı etkilemekle kalmayıp onu nasıl büyük ölçüde kendinden çıkardığının en güzel kanıtlarından biri. Sinamotografisinin ustalığını bir yana bırakırsak, buradaki sinema dilinin günümüzdekinden geri kalan yanı yok. Sinematografi de işin içine girdiğinde Bergman fersah fersah öteye gidiyor. Kuralları kim koydu diye merak ediyorsanız işte size Bergman, sinemanın gerçek babası. Örneğin Lynch Mulholland Çıkmaz'ını yazarken bu filmi en az on kez izlemiş olmalıdır. Bir hemşire, konuşmayı reddeden, herhangibir psikolojik rahatsızlığı olmamasına rağmen çevresiyle iletişimi tamamen kesmiş bir aktristin bakımını üstleniyor. İkisi bir yazlıkta birlikte zaman geçirirken, birinin sessizliği nedeniyle açılan kışkırtıcı ve korkutucu kişilik çukuruna diğerinin (hemşirenin) karakteri düşüyor ve kendini en ince detayları ile açık etmeye başlıyor. Ve bir süre sonra hemşirenin kendi karakteri yok olup tamamen aktristin karakteri içinde eriyerek şekil değiştiriyor. (bibi andersson ve liv ullman'ın oyunculukları mükemmel) Sessizliğin gücü, karakter olmak, oynamak, kişilik ve kadın kimliği (John Berger'in Görme Biçimleri'ndeki tezini hatırlamakta fayda var: özellikle kadınların kendilerinden beklenen kimlik ve içlerindeki gerçek kimlik arasındaki bölünmüşlükleri) üzerine bir başyapıt. 1966 yılından sonraki sinemayı en çok etkilemiş ve hatta onu bizzat yaratmış olan filmlerden biri Persona. Ama burada örneğin bir Potempkin Zırhlısı ya da bir Metropolis gibi ancak miras kağıtlarındaki yazı olabilecek, yapacağını yapmış sonra da hükmünü uzun zaman önce kaybetmiş bir anlatı göremezsiniz. Bergman'ın Persona'sı, bugün bile tüm yönetmenlerin hayalini süsleyebilecek ve yapıldığı anda tüm dünyanın önünde eğileceği gerçek sinema anlatısıdır. Yapıldığı yıl bir kesimin takdirini toplamakla birlikte çok büyük bir kesim tarafından da acımasızca eleştirilmişti. Ne var ki sonrasında kuralları koyan filmlerden biri oldu.

207-Kim Korkar Hain Kurttan


Üniversitede profesörlük yapan George ve karısı Martha inişli çıkışlı bir evlilik sürdürmektedirler. Patolojik bir vaka olan evliliklerini gece boyunca sergileyecekleri partileri için yeni evli çift Honey ve Nick'i davet etmişlerdir. Martha ve George'un gece boyunca birbirlerine oynadıkları oyunlara bu genç çifti de ortak ederler. Dört kişinin çekişmesi ile devam eden gece ironi ile hüznün tuhaf bir sentezini sunacaktır.
Üniversitede profesörlük yapan George ve karısı Martha inişli çıkışlı bir evlilik sürdürmektedirler. Patolojik bir vaka olan evliliklerini gece boyunca sergileyecekleri partileri için yeni evli çift Honey ve Nick'i davet etmişlerdir. Martha ve George'un gece boyunca birbirlerine oynadıkları oyunlara bu genç çifti de ortak ederler. Dört kişinin çekişmesi ile devam eden gece ironi ile hüznün tuhaf bir sentezini sunacaktır.

Üniversitede profesörlük yapan George ve karısı Martha inişli çıkışlı bir evlilik sürdürmektedirler. Patolojik bir vaka olan evliliklerini gece boyunca sergileyecekleri partileri için yeni evli çift Honey ve Nick'i davet etmişlerdir. Martha ve George'un gece boyunca birbirlerine oynadıkları oyunlara bu genç çifti de ortak ederler. Dört kişinin çekişmesi ile devam eden gece ironi ile hüznün tuhaf bir sentezini sunacaktır.

208-Cinayet Var (Türkçe Dublaj)
Alfred Hitchcock, Frederick Knott'un beğenilen oyunu Dial M for Murder'ı Grace Kelly, Ray Milland ve Robert Cummings'in dahil olduğu bir aşk üçgenini şüphenin mükemmel bir karışımı ile anlatıyor. Kelly, buradaki rolü ve beğenilen diğer iki 1954 performansları ile New York Film Eleştirmenleri ve National Board of Reviewk'in En İyi Kadın oyuncu ödüllerini kazandı. O, Cummings'i sever, kocası Milland onu öldürme planları kurar. Fakat planını anlatmak için yanlış bir numarayı arar, ve doğru numarada yanlış cevap alır ve parlak makaslar ölümcül bir silaha dönüşür. Mükemmel bir gerilim için 'M'yi çevirin.

209-The Passion Of Joan Of Arc

Danimarkalı yönetmen Carl Theodor Dreyer'in yönettiği son sessiz filmdir (türkçe adı Jeanne d'Arc'ın Tutkusu).
Filmde İngiltere ve Fransa arasında 14. yüzyıl'da başlayan Yüzyıl Savaşları sırasında ülkesi Fransa'ya manevi destek veren hatta orduya katılarak İngilizlere karşı çarpışan Fransız Katolik azizesi Jeanne d'Arc'ın 1431 tarihinde henüz 19 yaşındayken İngilizlere esir düştükten sonra Tanrı ile konuştuğunu ileri sürdüğü için kafirlik suçuyla yargılanması, zindanlarda işkence görmesi ve yakılarak ölüme mahkum edilmesi anlatılmaktadır.

210-Yumusak Kalpler
Chalfont Dükü'nün küçük kızı, meteliksiz bir İtalyan şarkıcıyla kaçınca, ailesi onu reddeder. Kadın oğlu Louis'ye soylu atalarını anlatır ama, ailesi her türlü yardımı reddettiği için Louis bir kumaşçı dükkânında çalışmak zorunda kalır. D'Ascoyne ailesinin, annesiyle olan akrabalıklarını inatla kabul etmemesinden incinen Louis, kendisi ile aile unvanı arasındaki her türlü engeli ortadan kaldırarak hakkı olanı elde etmeye karar verir.
Önce Henley'deki pis bir hafta sonunda en iğrenç kuzenini katleder, sonra da amatör fotoğrafçı olan bir başka kuzenini havaya uçurur. Din adamı olan bir amca zehirlenir; kadınlara oy hakkı verilmesi için mücadele eden bir hala balonunda vurulup düşürülür; asker bir amca en ünlü seferini anlatırken tuzağa düşürülür; ve denizci bir amca, bir çarpışmanın ardından teknesiyle birlikte denizin dibini boylar. Bu durum Louis'yi Chalfont ünvanının tek varisi yapar, ama...
Bu filmde yetenekli bir makyaj eşliğinde virtüozca bir performansla, tüm aile fertlerini yetkin bir biçimde canlandıran Alec Guinness böylece muhteşem oyunculuk yeteneğinin yelpazesini ve derinliğini sergilemişti.

211-Son Umut (Türkçe Dublaj)


Film Hakkında : Dünya, 2027: Gelecek için umut gittikçe önemini kaybeden bir kaynak oluyor. Son doğan bebeğin üzerinden neredeyse 19 yıl geçmiş ve açıklanamayan evrensel çocuksuzluk her geçen yıl beşeriyet sınırlarını, gelecekteki tüm haklarından vazgeçirmeye yaklaştırmıştır. Çoğu insan kaçınılmazı benimsemeyi seçip, ayrılıkçılığın, kanunsuzluğun ve nihilizmin içine çekilirken, diğerleri birleşik bir gezegen ve yavaş yavaş azalan nüfus için mücadeleye devam eder.

212-Bati Cephesinde Yeni Birsey Yok

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, savaşın anlamsızlığını gözler önüne seren ve savaşta herkesin kaybettiğini savunan Erich Maria Remarque’nin “Im Western nichts Neues” isimli romanından uyarlanan bir klasik.
Film, Birinci Dünya Savaşı’na bağnaz öğretmenlerinin kendilerine empoze ettiği militarist-milliyetçi duygularla gönüllü olarak katılan Alman gençlerinin savaşın ağırlığı ve acımasızlığı altında nasıl ezildiklerini, bedenen kurtulsalar bile geri dönüşü olmayan verdikleri bu kararın ruhların da açtığı derin yaraları çarpıcı bir biçimde gözler önüne serer.
Hem film hem kitap yayınlandığı dönemde birçok milliyetçinin tepkisini çekmiş, İtalya ve Almanya’da filmin gösterimi yasaklanmış; kitap ise Nazi Almanyası’nda 1933 yılındaki “Kitap Yakma Eylemi” sırasında yakılmıştır. Film aynı zamanda, .nün de sahibi olmuştu. 

213-Marry Ve Max (Türkçe Dublaj)


Mary & Max birbirine hiç benzemeyen, birbirinden çok uzak iki insan arasındaki mektup arkadaşlığının öyküsü. Bethany Whitmoreun seslendirdiği Mary Dinkle, Melbourneun banliyölerinde yaşayan, 8 yaşında tombulca bir kız. Philip Seymour Hoffman tarafından seslendirilen Max Horovitz ise, Manhattandaki dairesinde yalnız yaşayan şişman, orta yaşlı bir adam.

Mary ile tanıştığımızda sene 1976. Alkolik bir annesi ve içine kapanık bir babası var; ikisi de Marynin yalnızlığını ve kendini değersiz hissetmesini engelleyemeyecek durumda. Mary bir gün postaneye gittiğinde bir New York telefon rehberi görür ve Amerikalılar hakkında merak ettiklerini sormak üzere karşısına çıkan ilk isme mektup yazmaya karar verir: Amerikan bebekleri de bira fıçılarında mı doğuyorlar? İşte o gün, yirmi yıl sürecek bir arkadaşlık başlar. Bu harika kil animasyon, yarattığı kırılgan ve sevecen karakterlerle izleyiciyi ele geçiriyor. Marynin kaka rengi doğum lekesini, Maxin korku dolu endişe krizlerini ve sigaralarını yere atan insanlara duyduğu öfkeyi hemen sevmemek elde değil. Mary & Max sevgi, dostluk, güven, alkolizm, psikiyatri, doldurulmuş hayvan postları, bebeklerin nereden geldiği, kleptomani, dini görüşler, agorafobi ve daha bir çok şey hakkında bir film. Dünyayı bir uçtan diğer uca kat ederken insan yalnızlığının coğrafyasını çıkaran, ince ince dokunmuş, görselliğiyle içimizi ısıtan bir yapıt.

214-Gir Kanima (Türkçe Dublaj)


İsveç yapımı olan filmimiz, 12 yaşındaki küçük bir çocuğun yeni arkadaşı sayesinde hayatının nasıl değiştiğini anlatıyor..


Ürkek ve sıkılgan bir çocuk olan Oskar, arkadaşları tarafından hep itilip kakılan, azarlanan bir çocuktur, ta ki yan eve taşınan yine onunla aynı yaştaki Eli ile tanışana kadar.. Eli ona bu çucuklardan kendini savunmayı ve cesareti öğretir.. Fakat Eli de, normal olmayan bir şeyler vardır ve bu sıralarda kasabanın her yerinden kanları akıtılmış cesetler çıkmaya başlar.. Bu cesetlerinse Eli'yle bir alakası vardır..

Okuduklarıma göre, Gir kanıma filminin başarısı, günümüz vampir edebiyatına getirdiği çağdaş yorum ve vampirliği küçük bir kızın üzerinden tekrar ortaya çıkartması.. Gir Kanıma filmi aslında İSveçli yazar John Ajvide Lindqvist'in 2004'te yayımladığı ilk romanından uyarlanma bir film.. Filmin Amerikan versiyonu da, Cloverfield ( Yaratık ) olarak biliniyor.

215-Ed Wood



Ed Wood, kimilerine göre dünyanın en kötü yönetmeni, kimilerine göre de, filmleri son derece keyifli, nev-i şahsına münhasır kült bir yönetmendir. Filmde Ed Wood'un ayrıntılı yaşam hikayesinden çok, en çok bilinen yapımlarını çektiği dönem ve film yapma konusundaki hırsı konu ediliyor.

216-Fanny Ve Alexander


Bergman filmde tiyatro oyunlarını sürekli kullanarak ve görkemli dekorlarla filmini destekleyerek aslında yaşanılanların bir düş olduğunu da izleyicisine hissettiriyor. Bergman için sanat yaşamdan daha önemli olduğu gibi, düşler de onun vazgeçilmezlerindendir. Filmdeki küçükAlexander’ın düşsel dünyasının enginliği, otoriter üvey babası tarafından sakıncalı bulunur ve Alexander ceza üstüne ceza alır. Bunlar aslında biraz da Bergman’ın kendi çocukluğundan kalma alameti farikalardır. Bergman filmini çocukluğundan esinlenerek, çocukluğunu kurgulayarak bir tiyatro oyunu gibi sunar. Diğer filmlerinde de bu tarz kişisellikler yok muydu, vardı. Ama bu sefer hikaye baştan sona bir nostaljik nitelik kazanmakta. Saatlerin inatla kadraja girmesi, bize geçen zamanı hatırlattığı gibi, görüntü yönetmeni Sven Nykvist’in filmin her karesinde etkisini hissettiren özenli renk seçimleri, ışık kullanımı ve mekan planlaması hep geçmişte kalan o güzel günleri hatırlatmak üzerine kurulu. Evet, Fanny and Alexander diğer filmlerine nazaran daha sıcak ve duygusal olarak daha insancıl bir film. Ama bu sıcaklıkBergman’ın geniş fantezi dünyası ve bilinmeyenin yarattığı gerilimli atmosferle birleşiyor. Film yine klasik bir Bergman filmi gibi türler arasında gezinen, aynı anda hem güldüğümüz hem hüzünlendiğimiz hem de gerilimi sonuna kadar yaşadığımız türlerin birbiriyle ustaca harmanlandığı bir yapıya kavuşuyor. 

217-Rocky (Türkçe Dublaj)


Sylvester Stallone'un senaryosunu yazdığı ve daha sonra 5 filmlik bir sinema efsanesi haline gelen Rocky, 1977'de aday olduğu 10 daldan en iyi film, en iyi yönetim ve en iyi kurgu dallarında 3 Oscar almıştı.

Philadelphia'lı bir işçinin, iş dışı zamanlarında yerel bir kulüpte boks yaparken keşfedilerek kısa zaman içinde dünya şampiyonluğuna kadar giden yolda başından geçenleri konu alan film, aynı zamanda Rocky'nin Adrian'la olan aşkını ve antrenörü Mickey ile olan baba/oğul yakınlığındaki ilişkisini de çok başarılı sunuyor seyirciye.

218-Buyuk Balik (Türkçe Dublaj)



William Bloom, babası kanser nedeniyle ölüm döşeğinde olduğu için, aile evine geri döner. Gezgin bir satıcı olan babasını yakından tanımak için, efsanevi bir kişiliği olan adamın gençliğinde yaşadıklarına dair öyküler toplamaya başlar.

Babasının yaşadıklarına dair efsaneler ve mitler, bir puzzle'ın parçaları gibi yerine oturacak ve anlaşılması güç olan adamın yaşamını zaferleriyle ve zaaflarıyla ortaya dökecektir.

Daniel Wallace'ın kitabından uyarlandı. Tim Burton'ın her zaman olduğu gibi nefes kesici bir filme imza attığı söyleniyor.

219-Manolya (Türkçe Dublaj)



Magnolia, komik ve acıklı olaylarlar örülmüş bir Amerikan yaşam mozaiği. Yalnız bir kentin portresinin çizildiği filmde biraz aşk, biraz bastırılmış duygu patlamaları ele alınıyor.Film,Yardımcı Erkek Oyuncu , Özgün Şarkı, Özgün Senaryo dallarında Oscar adayı oldu.

220-True Grit




Charles Portis'in 1969 tarihli ilk filmin de uyarlandığı romanından tekrar uyarlanacak filmde, babasının bir cinayete kurban gitmesinin ardından işe “gerçekten yürekli” bir yardımcı olan Tom Chaney’i alan ve babasının katilini bulmayı kafaya koyan 14 yaşındaki çiftçi kızı Mattie Ross’un hikayesi anlatılacak.

221-Manhattan
New York konusunda takıntısı olan bir komedi senaristinin yaşadığı serüvenler...

222-Gizemli Nehir (Türkçe Dublaj)
Boston'un varoşlarından East Buckingham'da büyüyen Jimmy Markum Dave Boyle ve Sean Devine işçi semtlerinde yaşayan erkek çocukların çoğunlukla yaptığı gibi günlerini sokak beysbolu oyna geçirirler. Semtte fazlaca bir olay olmaz. Ama bu durum Dave’in sonsuza dek hepsinin hayatını değiştirecek bir olaya dahil olmaya zorlanmasıyla son bulur. Yirmibeş yıl sonra üç arkadaş kendilerini tekrar yaşamlarını değiştirecek bir olayla karşı karşıya bulurlar: Jimmy'nin 19 yaşındaki kızı öldürülmüştür. Artık polis olan Sean bu davaya atanır ve ortağı ile birlikte görünüşte hiçbir anlamı olmayan bu cinayeti çözmekle görevlendirilir. Ayrıca Jimmy'den de hep bir adım önde olmak zorundadır çünkü öfke ve intikam ateşiyle yanan Jimmy kızının katilini bulmaya kararlıdır.

223-Barry Lyndon

1700'lerin tam ortasındayız. Genç bir İrlandalı olan Redmond Barry
 bir subayı düelloda öldürünce kaçıp yeni bir hayat kurmak ister. Serüvenler sonucu kendisini savaşın ortasında Prusya ordusunda bulur. Savaştan sonra casuslukla görevlendirilip İrlandalı bir Şövalye'nin peşine takılır. Onunla birlikte Prusya'dan kaçar ve kumarbazlığa başla Avrupa'nın kalburüstü sosyetesine burnunun ucunu sokmayı başarır. Ama gözü daha yükseklerdedir.

224-Rosemary'nin Bebeği

Genç bir çift
 Rosemary ve tanınmak için çırpınıp duran bir aktör olan kocası Guy
 New York'taki kötü şöhretli eski bir binaya taşınırlar.
Rosemary yeni yaşantısından tedirgindir. Komşu evlerden tuhaf seslerin geldiği bir ortamda
 bir gece rüyasında şeytansı bir varlık tarafından tecavüze uğradığı görür. Ardından hamile kalır. Bu arada Broadway'de güzel bir rol kapan Guy'un kariyeri yükselmeye başlar.

225-Truman Show (Türkçe Dublaj)
Truman çok güzel bir adada yaşamaktadır... Fakat bu ada, Truman dışında her şeyin sahte olduğu bir ortamdır ve doğduğu günden itibaren devamlı olarak seyirciler tarafından izlenmiştir. Truman, bunun hiç farkında olmaz, ta ki öldüğünü sandığı babasını görene dek.

226-Kill Bill 2 (Türkçe Dublaj)
'Gelin' adıyla bilinen kiralık katil, düğünü sırasında saldırıya uğramıştır Kilisedeki herkes öldürülmüştür. Gelin, karnındaki bebeğini düşürmüş ama hayatta kalmayı başarmıştır. 5 yıl boyunca komada kalan genç kadın, bir mucize eseri hayata geri dönmüştür. Artık tek amacı vardır: Ona pusu kuran Bill ve adamlarını teker teker öldürmek... Bill'i en son öldürecektir...

227-Genaral Patton

Film 1943 yılında 2.Dünya Savaşı'nın Kuzey Afrika cephesi ile başlar.Savaş tarihinin en eksantrik komutanlarından biri olan Tankçı General George S. Patton Jr.(George C. Scott) 'ın karşısında Çöl Tikisi lakaplı ünlü Alman Mareşali Rommel (Karl Michael Vogler) vardır.Askeri dehasının yanı sıra savaş tarihini de çok iyi bilen Patton,Rommel'in yazdığı kitapları da okumuştur ve onun taktiklerini kullanarak 'Çöl Tilkisi' ni Kuzey Afrika'dan sürer.Bu başarısı üzerine korgeneralliğe terfi ettirilerek Sicilya 'ya gönderilir.Burada Müttefiklerin diğer bir ünlü komutanı İngiliz mareşali Montgomery (Michael Bates) ile bir rekabete girer.Kimi zaman üstlerinin emirlerine itaatsizlik eden,bencil,boşboğaz ve küfürbaz bir asker olan Patton'un bu huyları onun askeri dehasının önüne geçer.Disiplin takıntısı yüzünden bir hastane teftişi sırasında korkaklıkla suçladığı hasta bir eri tokatlaması ve ona herkesin içinde hakaretler yağdırması kariyerini tehlikeye sokar.

228-Solen


Babasının 60. doğum günü partisinde, Christian ayağa kalkar ve şok edici bir konuşma yapar. O ve kısa zaman önce intihar eden ikiz kız kardeşinin, çocukken babaları tarafından cinsel tacize uğradıklarını açıklar.
Başlangıçta konuklar Christian’a inanmaz. Konuyu duymazdan gelir ve Christian’ın babasından özür dilemesini isterler. Fakat şüphe içlerinde büyüdükçe şölen de kontrolden çıkar. Christian’in söylediklerinin doğru olduğunu gösteren son kanıt ölü kız kardeşten gelir. Kızkardeşin bırakmış olduğu veda mektubu, şölen sırasında bulunur ve tüm konukların önünde sesli olarak okunur...

229-Roma Tatili

Audrey Hepburn’e En İyi Kadın Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran Roma Tatili, bir modern zaman prensesinin kraliyet dayatmalarına karşı gelerek tek başına Roma’yı keşfe çıkmasının hikayesini anlatıyor. Burada gazeteci kimliğini saklayarak ilginç hikayeler peşinde koşan Amerikalı bir gazeteciyle (Gregory Peck) tanışıyor. Ancak planı ikilinin birbirine aşık olmasıyla suya düşüyor…

230-Cabiria'nin Geceleri
Orta yaşlı gariban bir fahişe olan saf ve alıngan 'Cabiria' (Giulietta Masina), Roma 'nın pejmürde semtlerinden Ostia'da 'iş tutmaktadır'. Fakir semtlerden birinde de kendine ait küçücük bir evi, bankada bir miktar parası ve kocaman hayalleri vardır. Cabiria takma ismini 1914 tarihli bir İtalyan filminden almıştır. Sürekli olarak gerçek aşkı arayan Cabiria, her seferinde ihanete ve hayal kırıklığına uğrar; hatta bir keresinde gerçek aşkını bulduğunu sandığı bir anda, erkek arkadaşı parasını alıp kaçar ve onu suda ölüme terk eder.
Sürekli olarak benzer olaylarla aşağılanan ve hırpalanan Cabiria incinir ama asla yıkılmaz. Cabiria'nın minik bedeni ve tavırları biraz Charlie Chaplin'in canlandırdığı "Küçük Serseri" yi anımsatır. Cesur ve gözü pektir; ama bir o kadar da naiftir, kırılgan ve savunmasızdır. Benzersiz iyimserliği, özgürlüğüne ve bağımsızlığına olan aşırı tutkusu ile "altın kalpli fahişe" mitinin ete kemiğe bürünmüş halidir. Islah olmayı kabullenmez ama suçluluk da duymaz.

231-Cuma Kizi

Chicago’da büyük bir gazetenin editörü olan Walter Burns (Cary Grand) ve onunla çalışan gazeteci Hildy Johnson (Rosalind Russel)boşanmıştır. Hildy, nişanlısı olan sigortacı Bruce Baldwin’le evlenip sakin bir aile hayatı sürmek için işten ayrılacağını Walter’a iletir. Fakat Walter’ın yazarını kaybetme gibi bir isteği yoktur. Bu yüzden Bruce’u takibe alıp, onun başını belaya sokma çalışmalarında bulunurken Hildy’i gazeteye döndürmeye ikna etmekle uğraşır.

232-Kirli Isler
Organize suç örgütü tarafından polis teşkilatına sızdırılan Mihg(Lau) ve şuç örgütüne gizlice sokulan polis Yan(Leung) birbirinin kimliklerine açığa çıkartmak için ölümcül bir satranç oyununa girişirler.

233-Dovuscu
1980'lerin ortalarında İrlandalı lakaplı boksör Micky Ward ve profesyonel olmadan önce ona çalışmalarında yardım eden kardeşinin başından geçenlerin hikayesi...
Kardeş ilişkileri, suç, uyuşturucu gibi konuların yoğunluğunda bir boksörün sıfırdan zirveye tırmanışını anlatıyor.

234-Yuruyen Sato (Türkçe Dublaj)
2006 en iyi çizgi film oscar adayı olan bu filmde kendi halinde olan 18 yaşındaki Sofie, kötülükler cadısı tarafından 90 yaşında yaşlı bir kadına dönüşür ve bütün hayatı değişir. Kimse tarafından tanınmayan Sofie evini terkeder, ve yolculuğu onu sürekli yer değiştiren, içinde Howl isimli bir büyücünün yaşadığı bir şatoya getirir. Sofie nin üzerindeki lanet ancak bu şatoda çözülebilecektir.

235-Sherlock Jr
Bence klasikyılların en büyük emektarları bu isimler. Sinemanın en zor dönemlerini yaşamışlar. Günümüz sinemasına da yön vere geçmişin en önemli yapı taşlarıdır. Kendilerini severek ve saygıyla anmak gerekiyor diye düşünüyorum.

236-Ördek Çorbası
Marx kardeşlerin üstün komedi anlayışının en iyi örneklerinden biri olan filmde, yolsuzluklarıyla nam salan Freedonia ülkesinin ekonomisi Bayan Taesdale'nin yapacağı bağışlara bağlıdır. Bu da yetmiyormuş gibi bir de uğraşılması gereken komşu ülkeler vardır.

237-Letters From Two Jima (Türkçe Dublaj)
Ananın doğum sancısını,
Ağrıyan dişinin sızısını,
Kesilen parmağın acısını,
Sevmeyi, sevilmeyi, özlemi
Düşün düşünebildiğin kadar
Benzerliklerimiz farklarımızdan çok değil mi?
Film Iwo Jima muharebesini, yaşamlarının son damlasına kadar savaşan ve herşey kasvetli görünmesine rağmen pes etmeyen Japon askerlerin gözünden anlatıyor. Belki de tamamen İngilizce olmayan bir dilde çekilmiş ilk Amerikan filmi olarak...
İki asker üzerine odaklanıyoruz: General Tadamichi Kuribayashi (Ken Watanabe), askerlerinin onurla ölmelerini en büyük maksadı olarak gören gururlu ve adil bir lider. Saigo (Kazunari Ninomiya) ise tek dileği sevdiği eşine ve yeni doğmuş oğluna dönmek olan bir asker.
General Tadamichi Kuribayashi, Eastwood'un çekim aşamasında mektuplarına rastlayıp çok etkilendiği bir karakter olarak filme dayanak teşkil ediyor. Amerika ve Kanada'da eğitim görmüş, Amerikan kültürünü ve ruhunu çok iyi özümsemiş, teknolojik olarak geldikleri noktanın son derece farkında olan ve bu sayede ileriyi görüşü çok daha net olan karizmatik bir komutan Kuribayashi. Tabii bunun yanında ailesine her fırsatta yolladığı mektuplar ve çocuğu için çizdiği küçük karikatürler de özünde ne kadar sevecen bir insan olduğunun emareleri. Generalin ileriyi görüşü beraberinde alışalagelmişin dışında savaş taktiklerini uygulamayı da getirirken bu, ordu içindeki başka komutanlarca pek hoş karşılanmıyor. Tek bir güdük tepesi dışında dümdüz bir alandan ibaret olan Iwo Jima adasının coğrafik özelliklerinden istifade etmekten başka güçlü ve donanımlı Amerikan ordusu ile mücadele etmenin imkansız olduğunu idrak eden Kuribayashi, sahil ve ana gövde yerine, adanın altına konuşlandırıyor ordusunu. Gerek Suribachi tepesinde açtırdığı 5000 kadar mağara, gerek bu mağaralar arasında kazdırdığı yaklaşık 1250 mil uzunluğunda tüneller, gerekse de ana gövde üzerine gizlediği siperler ile Amerikalı'ların 5 günde düşürürüz dedikleri Iwo Jima adasını 40 gün boyunca savundurabiliyor. Hatta fikir ayrılığına düştüğü komutanların kendi emirlerine zıt eylemlerde bulunmaları ile, bu savaşın aslında, generalin yolu izlense kazanılabileceği altmetni sıkışıveriyor filme.
General dışında filmin üzerine dolandığı bir diğer temel direk de, Genç Fırıncı Saigo. Genç karısını doğacak kızları ile ülkesinde bırakıp gelen genç Saigo, öykünün en dokunaklı parçalarından. Savaşın kirlettiği saflığı sembolize eden Saigo'nun birkaç yerde fazlasıyla dramatize edilmiş karakter özellikleri dışında filmin en önemli köşe taşlarından biri olduğunu söyleyebiliriz.
Iwo Jiwa’dan Mektuplar, azı veya fazlası olmadan, özünde insanlar hakkında bir hikaye. Burada önemli olan Japonların kahramanlığı veya Amerikalıların ölümsüz ısrarcılığı değil. Anlamamız gereken nokta, savaşın iki tarafında da insanların olduğu, her ne kadar bazı kişiler kendi amaçlarını korumak için diğer tarafı ruhsuz canavarlara dönüştürmeye çalışsa da. Iwo Jima’dan Mektuplar, insan faktörünü fazla nasihate boğmaya tenezzül etmeden inceleyen, mesajını teslim etmekte mükemmel bir ton yakalayan nadir filmlerden.

238-Karayip Korsanlari Siyah İncinin Laneti
Hafif üçkağıtçı fakat bir o kadar da sevimli Kaptan Jack Sparrow'un (Johnny Depp) korsanlık yaşamı, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa'nın (Geoffrey Rush), gemisi Siyah İnci'yi çalmasıyla altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi Kaptan Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının güzeller güzeli kızı Elizabeth'i (Keira Knightley) kaçırır. Kızı kurtarmak ve Siyah İnci'yi yeniden ele geçirmek amacıyla Elizabeth'in çocukluk arkadaşı Will (Orlando Bloom) ve Jack güçlerini birleştirirler. Will'in bilmediği ise lanetli bir hazinenin Barbossa'nın kaderini nasıl değiştirdiği ve onu ve mürettebatını nasıl sonsuza kadar ölümsüz olarak yaşamaya mahkum ettiğidir.

239-Arsenik Kurbanlari
Joseph Kesselring imzalı ünlü Broadway oyununun yönetmen Frank Capra tarafından unutulmaz sinema uyarlaması. “Arsenik Kurbanları”, son derece kibar görünüme sahip “cani” iki yaşlı kız kardeşin öyküsünü anlatıyor. Yaşlı ve kimsesiz erkekleri sırf eğlenmek için ahududu likörü ikram edip zehirleyen iki kız kardeş, öldürdükten sonra onları özel bir törenle Brooklyn’deki evlerinin mahzenine gömerler. Frank Capra’nın tüm hünerini sergilediği film, keyifle izlenen bir modern klasik. Çay zamanında Abby ve Martha Brewster’in evinde olursanız ölürsünüz!

240-Philadelphia Hikayesi
Philadelphia mirasçısı Tracy evlendikten kısa bir süre sonra kocası C.K. Dexter'dan ayrılır. 2 sene sonra Tracy; Dexter, Spy dergisi için çalışırken saygın birisi olan George ile evlenmeye karar verir. Düğünden bir gece önde Dexter yazar Mike ve fotoğrafçı Liz ile bilrikte Tracy'nin evine gelince Tracy için işler karışır.

241-Sleuth
Hikaye ilginç oyunlar oynamayı seven, zengin bir detektif romanı yazarı olan Andrew Wyke etrafında dönmektedir. Kuaför salonları zinciri sahibi Milo Tindle'ın karısı Marguerite'ı aldattığını bilmektedir. Wyke Milo'yu şehrim dışındaki malikanesine davet eder. Wyke da karısını Tea adlı bir kızla aldatmaktadır. Wyke Tindle'dan değerli bazı mücevherleri çalmasıp satmasını ve aldığı parayı karısı Marguerite ile mutlu bir şekilde yaşamaları için kullanmasını teklif eder. Böylece Wyke da sigortadan aldığı parayla Tea ile mutlu bir şekilde vakit geçirecektir. Fakat ortalık karışacak ve bu teklifin sonuçları çok tehlikeli boyutlara ulaşacaktır.

242-Kahramanın Sonu
Senatör Ranse Stoddard, Vahşi Batı’da bulunan Shinbone şehrine, arkadaşı Tom Doniphon’un cenazesi için geri döner. Shinbone’da senatörün ne yaptığını merak eden bir gazeteciye, kariyerinin ‘’Liberty Valance’ı vuran adam’’ olarak nasıl başladığını anlatır.
Silahların hukuk kurallarının yerine geçtiği Shinbone’a, Batı'ya kanunu getirme amacı bulunan bir avukat olarak gelir. Bir posta arabası kanundışı şekilde zaptedildiğinde Ranse, Liberty Valance tarafından vahşice dövülür. Ranse, Valance’ı adalete getirmenin bir yolunu bulmaya çalışırken Shinbone halkına okuma yazma da öğretir. Sonunda bir silah alarak Valance’ın karşısına dikilir.
The Man Who Shot Liberty Valance; kültür, tarih ve estetik anlamda önemli olmasıyla 2007 yılında Ulusal Film Dairesi tarafından korunmaya alınmıştır.

243-Harvey
Elwood P. Dowd, annesi öldükten sonra onun evine taşınan ablası Veta ve yeğeni Myrtle ile yaşamaktadır. Veta kızı için uygun bir damat adayı aramakta; ancak pek de çekici olmayan Myrtle, insanların dayısının tuhaflıklarından rahatsız olması nedeniyle bir türlü kimse ile tanışamamaktadır. Çünkü Elwood, kendisinden başka kimsenin göremediği bir pooka olan, 2 ayak uzunluğunda beyaz bir tavşan olduğunu iddia ettiği Harvey adında hayali bir arkadaşı ile yaşamaktadır. Kardeşi Vita ne zaman eve birini davet etse, Elwood konukları Harvey ile tanıştırmaya çalışmakta ve bu ilginç durumu yadırgayan konukları kaçırmaktadır. Elwood'un yüm yaşamı dostu Harvey' le birlikte her gün aynı bara gitmek, ona ve Harvey'e alışık bar sakinleri ile sohbet edip margarita içmektir. Fakat Elwood insanların ona deli gözüyle baktığının farkında değildir. Tüm iyi niyeti ile insanlara yardımcı olmaya, onlarla sohbet edip onları dinlemeye çalışmaktadır."
"Elwood'un bu durumuna üzülen kızkardeşi Veta, kendi pek istemese de koca bulamayan kızının ısrarları sonucu Elwood'u bir akıl hastanesine yollamaya karar verir. Elwood'u hastaneye götürdüklerinde doktorlar Elwood yerine yanlışlıkla Veta' yı hastaneye kapatırlar. Oradan güçlükle kurtulan Vita ve peşindeki doktorlar heyecanlı bir şekilde Elwood'un peşine düşerler. Bu arada Edwood'u üzecek bir durum yaratan herkes, kimsenin inanmadığı ve göremediği Harvey tarafından cezalandırılmaktan kurtulamayacaktır

244-Ask Zamani
1962 yılının Hong Kong'u... Yerel bir gazetenin yazı işleri müdürü olan Chau ve eşi, Şangaylıların yaşadığı bir apartmana taşınırlar. Chau, taşınma gününde burada yeni kapı komşusu Li-Chun ile tanışır. Her ikisinin de eşlerinin yardımı olmaksızın eşya taşıyor olmaları ilginç bir tesadüftür. Li-Chun ve Chau, eşlerinin işte oldukları zamanı birlikte geçirmeye ve gitgide daha iyi arkadaş olmaya başlarlar. Neden sonra anlarlar ki, aslında ikisinin eşleri arasında bir ilişki vardır ve aldatılmaktadırlar.
Durumu keşfetmek, onları aşk hayatlarını yeniden gözden geçirmeye ve birbirlerinden destek almaya itecektir.

245-Uc Renk-Kirmizi
Genç ve güzel manken Valentine arabasıyla emekli bir yargıcın köpeğine çarpar. Yargıcın evine giden Valentine, onun gizlice komşularının telefonlarını dinlediğine tanık olur. Bu rahatsız edici duruma rağmen aralarında beklenmedik bir dostluk gelişir ve yaşamları rastlantıların gizemi ile şekillenir. Aşkı kaybeden yaşlı bir adam ve aşkı arayan genç bir kadın, olası bir birlikteliği belkide 40 yıl farkla kaçırmışlardır. pararle bir öyküdeki gen aslında tamda onun için yaratılmıştır ama yolları hiç kesişmez yada biz öle zannederiz...

246-Olum Yolunda (Türkçe Dublaj)
Brandon ve Philip, New York'ta yaşayan iki genç arkadaştır. Macera peşindeki iki kafadar yakın arkadaşları David Kentley'i öldürüp evlerindeki bir sandığa kapatırlar. Amaçları aynı gece evde bir parti vermek ve maktül yemek masası olarak görev yapan sandığın içindeyken insanları ağırlamaktır. Üstelik misafirler arasında David'in babası Henry Kentley ve kız arkadaşı Anita Atwater da vardır. Hiçbir şeyden habersiz bu insanlar partinin tadını çıkarmaya çalışırken, konuklar arasında bir isim ortamda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmeye başlar... 

Aslında Rupert Cadell adındaki bu adam, Brandon'ın aklına sıradan insanların öldürülmesi gerektiği fikrini sokan kişidir. Ancak Rupert, Brandon'ın sandığı gibi soğuk kanlı bir katil de değildir.

247-Carpisma (Türkçe Dublaj)
Los Angeles şehrinde birbirinden haberdar olmadan yaşayan sıradan basit insanların sadece otuz altı saatte birbirleri ile tanıştıklarını anlatıyor film...Bu insanların nasıl bir araya gelirken neler yaptıklarını nasıl yaşadıklarından bir kesit sunuyor bize...Yönetmen Paul Haggis bu filmde insanların kötü iken aynı zamanda iyi olduğunu anlatıyor...Irk kargaşası , insanların birbirine bakış açısı ve iyi olan kavramı ele alan film aynı zamanda en iyi film oscarını kazanarak ne kadar kaliteli olduğunu kanıtlamıştır...Ayrıca oyuncuların hepsi birer başrol ve hepside rollerinin hakkını sonuna kadar vermiş...

248-Ruzgarli Vadi
Savaşçı/Barışçı Prenses Nausicaa, savaş içerisinde olan iki ülkeyi kendilerini yok etmekten ve ölmek üzere olan gezengenlerini kurtarmaya çalışmaktadır.

249-Sevimli Canavarlar (Türkçe Dublaj)

Toy Story'nin yaratıcılarından bomba gibi bir animasyon daha: CGI teknolojisi ile ve Disney ortaklığıyla gerçekleştirilen dördüncü Pixar filmi Monsters Inc., Canavarlar Dünyası adlı kendilerine has bir diyarda yaşayan ve enerji toplamak için arada bir insanların bulunduğu ortamlara gelmek zorunda kalan canavarların öyküsünü anlatıyor. Geliyorlar, çünkü Canavarlar Dünyası'nın enerji kaynağı, canavarlar tarafından korkutulan insanların attığı çığlıklar.

Gerçekte kötü niyetli olmayan bu tuhaf yaratıklardan Sully (ses: John Goodman) günün birinde kazara küçük bir kızı da Canavarlar Dünyası'na getirince, tek gözlü arkadaşı Mike (ses: Billy Crystal) başta olmak üzere tüm canavarlar dehşete kapılıyor. Neden mi?

Çünkü Canavarlar Dünyası'ndaki inanışa göre insanlar toksik etki yapıyorlar ve küçük kızın varlığı onlar için bir salgın hastalık tehdidi anlamına geliyor...

250-Guzel Ve Cirkin
Küçük bir fransız köyünde yaşayan belle, tekdüze hayatından sıkılmış durumdadır. Bir gün babasının gece yolunu kaybedip bir şatoda esir edilmesi üzerine Belle, hiç de beklemediği bir durumla karşılaşır, şatonun sahibi lanetlenmiş bir prenstir


IMDb Top 250 İlk 100 Film  görmek için tıklayın.

1 yorum:

Copyright © MSOTech | Teknoloji Adına Herşeyden Biraz

Google+

Design by Anders Noren